Hititlerden başlayarak birçok uygarlığın elinden geçen Amasya, kültürel çeşitlilik bakımından bir hayli zengin. Mesela tek bir bakışla hem Osmanlı’yı, hem Helenistik’i apaçık görebiliyoruz.
- Amasya Gezilecek Yerler
- Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi nerede ve nasıl gidilir?
- Amasya Saat Kulesi
- Selfie Çeken Şehzade Heykeli
- Şehzadeler Müzesi
- Şehzade Mustafa kimdir?
- Yıldırım Bayezid Han kimdir?
- II. Murad kimdir?
- Yavuz Sultan Selim kimdir?
- III. Murad kimdir?
- Amasya Şehzadeler Müzesi nerede ve nasıl gidilir?
- Hazeranlar Konağı
- Amasya Hazeranlar Konağı nerede ve nasıl gidilir?
- Amasya Kral Kaya Mezarları
- Şehzadeler Gezi Yolu
- Minyatür Amasya Maketi Müzesi
- Sultan II. Bayezid Camii ve Külliyesi
- Amasya Arkeoloji Müzesi
- Amasya Evleri
Tarihi Hitit şehrine uzanan Amasya, Seloukoslar hakimiyetine girmiş ve sonraları Kral Kaya Mezarları‘nın sahibi olan Pontuslara kaybetmişlerdir.
12. yüzyılda Anadolu Selçuklu Devleti’ne katılan Amasya, Çelebi Mehmet ile birlikte 15. yüzyılda Osmanlı topraklarına katılmış.
Amasya, Mustafa’nın, Bayezid’in, Murad’ın ve birçok şehzadenin yaşadığı bir şehir ve şehrin her bir yanında onların izi bulunuyor. Şehrin tarihi de bir hayli korunmuş. 100 yıl önce nasılsa, şimdi de öyle. Bakmayın dağlar arasında olduğuna, bu şehrin mükemmel bir ruhu var.
Amasya, Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı yıllarında Samsun’a çıkartma yaptıktan sonra Havza üzerinden Amasya’ya gelip Amasya Genelgesi‘nin imzaladığı yerdir aynı zamanda.
Amasya Genelgesi’nin imzalandığı yapı Yeşilırmak Nehri’nin yanındaki Büyük Ağa Medresesi’nin birkaç yüz metre dağ eteklerine doğru bir yerdeydi. Depremlerden dolayı hasar gören bu yapı restore edilmek yerine, yıkılıp yeniden yapılması kararı alınmıştı.
Ancak heyelan tehlikesi nedeniyle, karşısında başka bir noktaya yapılma kararı alındı. Bu bina günümüzde Saraydüzü Kışla Binası Milli Mücadele Müzesi ve Kongre Merkezi olarak kullanılıyor.
Milletin istiklali yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. – Atatürk
Amasya, Orta Karadeniz’in güneyinde yer alıyor. Dağ tepe sevenlerin bayıldığı bir yer olur Amasya, çünkü Amasya şehri bir kanyon içinde kurulmuş.
Etrafınızda dağ tepe fışkırıyor adeta. Bu tepelere ulaşım da mümkün kılınmış. Böyle olunca dağı tepeyi yukarıdan izleyebiliyorsunuz. Aman soğuğuna denk gelmeyin, çok soğuk olduğu günler, soğuğu iliklerinize kadar hissedersiniz. O nedenle en makulu bahar aylarında gitmek, soğuktan donmaktan daha iyi bir seçenek.
Amasya Gezilecek Yerler
Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi
Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi‘nin binası 14. yüzyılda hastaların tedavi edildiği bir hastane niyetiyle açılmış ve Amasya Darüşşifası olarak uzun yıllar hizmet vermiş.
Anadolu’nun su sesi ve müzikle tedavi yapılan ilk hastanesi ve akıl hastalarının müzik ve su ile iyileştirildiği ilk yer.
İlhanlılar ve Anadolu Selçukluları ile Osmanlı Devleti’nin hükümdarlığı boyunca tedavi amaçlı kullanılan bu özel yapı son yıllarını Amasya Belediye Konservatuarı eğitim binası olarak geçirmiş.
Müzenin bahçesinde Sabuncuoğlu Şerefeddin‘in bir heykeli bulunuyor. Müzeye, Fatih Sultan Mehmet döneminin hekimlerinden biri olan Amasyalı Sabuncuoğlu Şerefeddin’in ismi verilmiş.
Sabuncuoğlu Şerefeddin, Bimarhane’ye 17 yaşında başlamış ve 14 yıl boyunca burada görev almış.
İlaçlı tedavilerde ileri düzey bilgisi olan bu kişi, yazdığı kitaplarla da sonraki nesillere tıbbi konularda yardımcı olmuş. Müzenin bahçesinde, tedavilerde kullandığı bitkileri görebilirsiniz.


Sabuncuoğlu Şerefeddin’in ismini muhtemelen çoğumuz bilmiyoruz. Ama o tıp tarihinin önemli kişilerinden biri.
Mücerrebnâme, dönemindeki ya da döneminden önceki önemli insanların tıbbi kitapların tercümesi olan Akrabadin ve tedavi yöntemlerinden bahsetmesinin yanı sıra bu tedaviler ile kullanılan aletlerin resmedildiği Kitâbü’l-Cerrahiyyeti’l-İlhaniyye bilinen 3 eseridir.
Bahçedeki heykel de muhtemelen resimlerdeki Sabuncuoğlu karakterine bakılarak yapılmış.

Mücerrebnâme’den özellikle bahsetmek gerekli. Şerefeddin’in 85 yaşında yazdığı bu kitap tarihteki ilk deneysel tıp eseri.
Bir horozun engerek yılanına ısırtılıp, ilaçla tedavi edilmesi, bunun üzerine kendi parmağını da ısırtıp zehri yine ilaçla kendi üzerinde tedavi etmeyi başarmış olması Sabuncuoğlu Şerefeddin’in çok konuşulan bir deney yöntemidir.


Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi’nin odalarından biri, Sabuncuoğlu’nun, dağlama veya çocuk cerrahi müdahaleleri gibi tedavilerinde kullandığı malzemelerin sergilendiği bir yer.
Malzemeler resimlerden bakılarak, asıllarına benzeyecek şekilde sonradan yapıldılar. Kitâbü’l-Cerrahiyye-i İlhaniyye adlı kitabındaki resimlerden örnekler de bulabilirsiniz burada.


Müze, zamanında müzik ile tedavi yöntemlerini de sağladığı için müzik aletlerini de görüyoruz sergide.
Hatta müzenin ortasındaki balmumu heykeller ile bir akıl hastasının ve fiziki rahatsızlığı olan bir hastanın müzik ile iyileştirilmeye çalışıldığının canlandırmasını da görebilirsiniz.


Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi nerede ve nasıl gidilir?
Müze, nehir kenarında Mehmet Paşa Caddesi üzerinde yer alıyor. Mehmet Paşa Camii ve Mustafa Bey Hamamı’nın hemen yanında. Amasya Saat Kulesi’ni baz alırsak, kulenin 200 metre kuzeyindeki Bimarhane Medresesi’nin içinde.
Amasya Saat Kulesi
Şehrin merkezine doğru ilerlediğimizde karşı tarafta, Elmasiye Caddesi ile Teyfik Hafız Sokağı’nın kesiştiği noktada Amasya Saat Kulesi’ni görürsünüz.
Gördüğünüz saat kulesinin orijinali 1865 yılında Amasya Mutasarrıfı Ziya Paşa tarafından yaptırılmış. Ziya Paşa, Namık Kemal ve Şinasi ile birlikte batılılaşma kavramını ortaya atan Osmanlı aydınlarından biriydi.

Saat kulelerinin Osmanlı mülkü içindeki her vilayete yapılması geleneği vardı ve Ziya Paşa bunu devam ettirenlerden. Saat kulesini yaptırdıktan sonra aynı yıl bir yangınla tahrip olan kule, 1938 yılındaki bir depremle hasara uğramıştır.
Amasya Saat Kulesi günümüzdeki Hükümet Köprüsü‘nin inşası için 1940 yılında yıkılmış ve 2002 yılında orijinaline sadık kalınarak tekrar yapılmış.
Selfie Çeken Şehzade Heykeli
Yeşilırmak Nehri’nin güney kenarında yürürken selfie çeken bir heykel görürseniz şaşırmayın. Sol elinde kılıcı, sağ elinde cep telefonu olan heykel mizahi açıdan farklı bir örnek. Şehzadenin yanında selfie çekerseniz sanki şehzade çekiyormuş gibi bir görüntü oluşur, eğlencelidir.

Şehzadeler Müzesi
Şehzadeler şehri Amasya’da şehzadeleri tanımak için en iyi yerdir Şehzadeler Müzesi. Şehzadeler, tayin edildikleri sancağa giderler ve sancaktaki halkı yönetirler, yani oranın valisi olurlar.
Sancağa giderken yalnız olmazlar, yanlarında anneleri, lala, defterdar, nişancı gibi devlet görevlileri ile birlikte giderler. Şehzadeler, sancakta eğitilir ve devletine faydalı olabilecek bilgi ve beceri düzeyine erişilmesi için çaba sarf edilir.
Şehzadeler, devlet yönetimi ile ilgili siyasi, hukuki, askeri ve mali dersler, dini, ahlaki ve manevi dersler ile geleneksel Türk sporlarını ustaca yapıp vücudunu güçlendirecek dersleri almakla yükümlüler.
İki katlı olan bu ahşap yapı 1800’lü yıllarda inşa edilmiş olmasına rağmen mal sahibi tarafından 1986 yılında yıktırılmış. 2007 yılında ise Amasya Valiliği tarafından aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edilmiş.
Diğer Yalı boyu evleri gibi eski sur duvarlarının üzerine inşa edilen bu yapı 2008 yılından beri Şehzadeler Müzesi olarak kullanılıyor.

Müze, iki katlı bir yapı. Giriş katta Amasya’da valilik yapan fakat sultan olamayan şehzadelerin balmumu heykelleri bulunuyor.
Şehzade Mustafa kimdir?
Bu kişiler Kanuni’nin oğulları Şehzade Mustafa ve Şehzade Bayezid, II. Murat Han’ın oğulları Şehzade Ahmed ve Şehzade Alaeddin ve 31 sene sancak beyliği yapan II. Bayezid Han’ın oğlu Şehzade Ahmed’tir. Muhteşem Yüzyıl dizisinden sonra en çok Şehzade Mustafa’nın heykeline ilgi gösterilmiş.

Kanuni Sultan Süleyman’ın Mahidevran’dan olan oğlu Şehzade Mustafa, Amasya’da 13 sene boyunca şehzadelik yapıyor.
Kanuni Sultan Süleyman, İran seferine giderken Amasya halkının kalbinde taht kuran Şehzade Mustafa’yı da yanında istiyor ve oğlu Şehzade Mustafa da kendi ordusuyla Amasya’dan hareket ediyor, Konya’da buluşuyorlar. Şehzade Mustafa babasının elini öpmek üzere çadıra giriyor ve çadırdan sağ çıkamıyor, hal ediliyor.
Yıldırım Bayezid Han kimdir?
Üst katta ise Amasya’da valilik yaptıktan sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçerek padişah olan şehzadelerin balmumu heykelleri sergileniyor. Bunlardan biri Yıldırım Bayezid Han.
Yıldırım Bayezid, Amasya’da sancakbeyliği yapmış bir Osmanlı padişahı değil. Heykelinin burada olmasının sebebi ise Yıldırım Bayezid, Amasya’yı Osmanlı topraklarına katan Osmanlı padişahı olduğu için burada bulunuyor.
Yıldırım Bayezid Timur Devleti’ne esir düştükten sonra oğulları Emir Süleyman, İsa Çelebi, Musa Çelebi ve Çelebi Mehmet arasında çıkan taht savaşı büyük bir kargaşaya neden olmuş ve Osmanlı Devleti 11 yıl süren Fetret Dönemi geçirmiştir.
Yıldırım Bayezid’in oğlu Çelebi Mehmet Han, Musa Çelebi’yi tek başına yenerek Fetret Devri’ni kapattı ve Osmanlı Devleti idaresini eline aldı.


II. Murad kimdir?
II. Murad ise Amasya’da dünyaya geldi. 11 yaşında Osmanlı Devleti’nin doğu sınırı Amasya’da vali oldu. Çelebi Mehmet, bir av sırasında ağır yaralanıp vefat edince II. Murad 17 yaşında padişah oldu.
Sonradan yerine gelen, oğlu II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmed), uzun yıllar Manisa’da sancak beyliği yapmış olmasına rağmen Manisa’ya gitmeden önce, 6 yaşında 1 yıl kadar Amasya’da bulunmuş. Bu nedenle müzede İstanbul’un fatihi Sultan II. Mehmed‘in de heykeli bulunuyor.
Fatih Sultan Mehmed’den sonra tahta, oğlu II. Bayezid çıktı. 7 yaşında Amasya valisi olan Bayezid, 35 yaşına kadar, 27 yıl boyunca Amasya kalmış. Babasının vefatından sonra tahta geçen Bayezid, Amasya’da uzun yıllar kaldığı için Bayezid Külliyesi inşa ettirmiş.
Yavuz Sultan Selim kimdir?
Yavuz Sultan Selim olarak bilinen I. Selim ise padişah olduktan sonra Osmanlı topraklarını kat kat artırmış, İpek ve Baharat yollarını ele geçirerek ticaret yollarını kontrol altına almış.
I. Selim, sancakbeyliğini Amasya’da değil Trabzon’da yapmış olmasına rağmen, burada doğup 10 yaşına kadar burada kaldığı için heykelini Şehzadeler Müzesi‘nde görüyoruz.


III. Murad kimdir?
III. Murad ise Amasya’da vazifelendirilmiş son Osmanlı padişahı. Safiye Sultan eşidir. III. Murad’ın torunu Sultan I. Ahmed, Ekber ve Erşet sistemi getirmiş, kardeş katli kanununu kaldırmıştır.
Bu nedenle Amasya ve Manisa şehzade sarayları işlevlerini kaybederek kendi hallerine bırakılmış ve günümüze kadar ulaşamamışlardır.


Bu heykeller Osmanlı tarzındaki resimlerden yola çıkarak Adil Çelik tarafından hazırlanmış. Adil Çelik ismine Samsun Bandırma Vapuru‘nda da rastlamıştık.
Hem resimlere bakarak, hem de Topkapı Sarayı örnek alınarak, kendi dönemlerindeki kıyafetler giydirilmiş ve saray ambiyansı sağlanmaya çalışılmış. Müzenin dekoratif yaklaşımında 14, 15 ve 16. yüzyıllara ait sanat unsurlarına yer verilmiş.
Şehzadeler Müzesi’ne girmeden önce hayal kırıklığına uğramamanız için belirtmek isterim ki her ne kadar müze olarak geçse de içeride tarihten sergilenen nesneler yok.
Bu müzeye girdiğinizde padişah olabilen ve olamayan şehzadeleri daha yakından tanıyıp giydiği kıyafetler ve bulundukları ortamlar hakkında fikir sahibi olabiliyorsunuz.
Amasya Şehzadeler Müzesi nerede ve nasıl gidilir?
Şehzadeler Müzesi, Yeşilırmak Nehri’nin tam kenarında, Hazeranlar Sokağı’nın bulunduğu köprünün hemen köşe başında yer alıyor.
Hazeranlar Konağı
Şehzadeler şehri Amasya’nın meşhur yalı boyu evlerinden biri de Hazeranlar Konağı’dır. Ziya Paşa’nın mutasarrıflığı döneminde defterdarlık görevinde bulunan Hasan Talat Efendi tarafından inşa ettirilmiş bu yapı.
1865 yılında inşa edilen Hazeranlar Konağı, ismini Hasan Talat Efendi’nin kız kardeşinden almış. Hazeran hanım uzun yıllar burada yaşamış.
Çok bakımsız ve kendi halinde bir yapı iken 1976 yılında Kültür Bakanlığı’nca satın alınmış ve restorasyon çalışmalarının ardından 1984 yılında müzeye çevrilmiş.


Osmanlı döneminin sivil mimari eserleri özelliklerini iyi bir şekilde yansıtan Hazeranlar Konağı 3 katlı bir konak.
İlk kat selamlık olarak kullanılıyordu. Selamlıklar konaklarda, yalnızca erkeklerin bulunduğu ve erkek konukların alındığı bölümdür. Günümüzde tüm katlar etnografik eserlerin sergilendiği bir müze ve sergi alanı olarak hizmet veriyor.
Sergilenen eserler arasında 19. yüzyıla ait giyim kuşam, halı kilim, günlük hayatta kullanılan mutfak eşyaları sergileniyor. Bu malzemeler giydirilmiş modellerle desteklenerek hayatın nasıl olduğu yansıtılmaya çalışılmış.


Konağın karşı taafından baktığınızda zemininin 3 metre yüksekliğindeki sur duvarlarının üzerine oturtulduğunu görürsünüz. Bu duvarlar MS II. yüzyılda Roma döneminde inşa edilmiş.
Amasya Hazeranlar Konağı nerede ve nasıl gidilir?
Amasya Hazeranlar Konağı, Hatuniye Camii’nin doğusunda kalan yalı evleri arasında en güzel korunmuş olan yapı. Hazeranlar Sokağı’na bakan yapı Ziya Paşa Bulvarı’nın karşısında, Şehzadeler Müzesi’nin çok yakınında, Kral Kaya Mezarları’nın altında yer alıyor.
Amasya Kral Kaya Mezarları
Amasya’ya girdiğiniz andan itibaren dikkat çeken bir şey varsa o da dağın yamacına oyulmuş Kral Kaya Mezarları‘dır. Kaya mezarlarının yanına kadar çıkmak mümkün.
Hazeranlar Konağı’nın hemen arkasına kaya mezarlarına çıkabileceğiniz basamakları ve yönlendirmeleri görebilirsiniz. Kondisyonsuz olanlar için bir miktar yorucu olsa da kaya mezarlarına çıktıktan sonra Amasya manzarasını görmek oldukça keyif veriyor.


Kaya mezarlarının oraya kadar çıkmak için ücret ödemeniz veya Müzekart‘ı göstermeniz gerekiyor. Kaya mezarları gezisinden sonra dinlenmeniz ve bir şeyler yiyip içmeniz için Kızlar Sarayı Kafe’yi önerebiliriz. Orası da Amasya’ya hakim tepe üzerinde, sağdaki kral mezarları grubuna yakın.
Şehzadeler Gezi Yolu
Amasya’nın gezi yollarından biri olan Yeşilırmak Nehri’nin güney kıyısında Şehzadeler Gezi Yolu adında bir yürüyüş alanı bulunuyor. Önceki ismi Promenant Gezi Yolu‘ymuş burasının.
Şehzadeler Gezi Yolu üzerinde, şehzadelerin büst heykellerini ve açıklamalarını görebileceğiniz yerler var. Hepsi peşi sıra.
Atatürk Amasya’da “Miletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” cümlesini söylemiştir. Bu söz üzerine gezi yolunda Atatürk ve arkadaşlarının kabartma rölyefini de görebilirsiniz.


Şehzadeler Gezi Yolu, Amasya ile ilgili olan tüm heykelleri görebileceğiniz bir yer. Dağları Şirin için delen Ferhat’ın, uğruna dağlar delinen Şirin’in heykelleri de var burada.
Ve son olarak ünlü coğrafyacı Strabon‘a da rastlıyoruz. Strabon MÖ 64 – MS 24 yılları arasında yaşamış, bugünkü Amasya’da doğup Amasya’da hayatını kaybeden bir bilim adamıdır.


Minyatür Amasya Maketi Müzesi
Osmanlı döneminde şehzadelerin eğitilmesi için gönderildiği ve aralarında başarılı olanların padişah olarak devleti yönettiği merkezlerden biri olan Amasya’da, Minyatür Amasya Maketi Müzesi ile Amasya’yı yukarıdan görmek mümkün.
Müze, II. Bayezid Külliyeti’nin imaret binasının içindeki bir salonda bulunuyor. Minyatür Amasya iki yılda tamamlanmış. Bildiğimiz minyatürlerden farklı olarak buradaki minyatürde gece ve gündüz yaşatılmaya çalışılmış.
Gündüz vakti zaman ilerledikçe, akşama doğru yaklaştıkça hava kararıyor ve Amasya’nın meşhur ışıkları açılıyor. İnsanlar evlerinde ışıklarını yakıyor ve tavan geceye bürünüyor.
Her yer gece oluyor. Biraz zaman geçiyor ve gündüz olmaya başlıyor. Sabah ezanı okunuyor. Güneş doğuyor ve tüm bunlar 9 dakikalık bir zaman diliminde oluyor.

Minyatür Amasya, şehrin 1914’lü yıllarında 1/150 ölçekte küçültülmüş halini yansıtıyor. Şehrin dokusu ve kültürel yapısı hakkında fikir sahibi olabilmek için güzel bir müze.
Maket o yıllarda çekilen bir fotoğrafa bakılarak yapılmış. Fotoğrafı da müze duvarlarında görebilirsiniz.


Yeşilırmak Nehri’nin akışını, Amasya Kongresi’nin imzalandığı Saraydüzü binasını, Amasya Saat Kulesi‘ni, II. Bayezid Külliyesi‘ni, Amasya Kral Kaya Mezarları’nı, Hezaranlar Konağı’nı tıpkı gerçekmiş gibi görebiliyoruz. Emek dolu bir çalışma olduğu aşikar. Çok zamanınızı alacak bir yer değil. Ama atlanacak bir yer de değil.


Müzeden çıkınca aynı imaret binasında bulunan İmaret Kültür Merkezi‘ni ücretsiz gezebilirsiniz. İçeride çeşitli sanat dalları ile ilgili sergiler bulunuyor.
Odalardan biri padişahların hayatı, Osmanlı topraklarının genişlemesi ve Milli Mücadele’nin başlaması gibi konuları ele alan panolarla ziyaretçilerin bilgilendirilmesi sağlamış.
İmarethane, yoksullara yiyecek dağıtan bir hayır kurumu olduğu için içeride yemek yapılan canlandırmalara da rastlarsınız.
Sultan II. Bayezid Camii ve Külliyesi
Bulunduğumuz yer külliyenin bölümlerinden biri. II. Bayezid Külliyesi, II. Bayezid’in padişah olduktan sonra Amasya’ya karşı tutumunu gösterdiği bir yapıdır. Caminin bir tarafı, müzenin olduğu imarethane iken diğer tarafı medresedir. Caminin bahçesinde asırlık ağaçlar ve Şehzade Osman’ın türbesi bulunuyor.
Amasya Arkeoloji Müzesi
Külliyenin arkasındaki Mustafa Kemal Paşa Caddesi’nden batıya doğru 160 metre ilerlediğinizde solda Amasya Arkeoloji Müzesi kalır solunuzda.


Arkeolojik eserlerin sergilendiği müzedeyken fırtına tanrısı Taşup Heykeli’ni ve İlhanlılar dönemine ait mumyaları görmeden oradan ayrılmayın.
Amasya Evleri
Yalıboyu Evleri diyen de var Amasya evlerine. Amasya’yı Amasya yapan, Amasya fotoğraflarına kazınan bir Osmanlı hatırasıdır Amasya evleri.
Yalıboyu Evleri, Yeşilırmak Nehri kıyısında boylu boyunca uzanan ve hatta görünüşü itibarıyla Safranbolu ya da Mudurnu gibi eski Osmanlı kentlerindeki evleri andıran beyaz boyalı ahşap evlerdir.
Hımış tekniği ile yapılan bu evler ahşap aralarına doldurulan kerpiç ile yapılmış. Orta Çağ yapılarının çoğu günümüze kadar ulaşamamış, bir kısmı yenilenmiş. Ancak Osmanlı’nın son döneminde inşa edilen evlerin bir kısmı günümüze kadar gelebilmiş.


Evlerin düzeni gereği haremlik ve selamlık olarak katlara ayrılmış. Selamlık kısmında erkekler bulunur, haremlik kısmı olan üst katta ise kadınlar yaşarmış. Dikkat ederseniz evlerin çoğunun üst katı cumbalıdır.
Cumbalı evler ev içinde daha çok yer açılmasını sağlar ve odaları genişletir. Haşema Dağı’nın eteklerine sırt sırta yapılmış bu evler Yeşilırmak Nehri ile birlikte doğru saatlerde harika yansımalara sahne oluyor.


Romalılar burada yaşarken sur duvarları inşa etmişler. Amasya’daki Yalıboyu Evleri de Romalıların yaptığı bu duvarların üzerine inşa edilmiş. Yeşilırmak Nehri kenarına bakarsanız bu duvarları rahatlıkla görebilirsiniz.
Amasya’ya nasıl gidilir?
- Amasya’ya uçak ile ulaşım
Amasya’da Merzifon ilçesindeki Amasya Merzifon Havalimanı‘na ulaşmanız gerekiyor öncelikle. Merzifon Havaalanı’ndan şehir merkezine ulaşım için Havabüs gibi servisleri kullanabilirsiniz. Bu servisler sizi Amasya merkeze kadar getiriyor ve Amasya’ya hoş geldiniz. Uçak kampanyaları yakalarsanız Amasya’ya ucuza bilet bulabilirsiniz.
- Amasya’ya araba ile ulaşım
Amasya’nın yolları asfalt ve gayet normal. Bu nedenle araba ile ulaşım sıkıntısı yaşamazsınız. İstanbul’dan 680km uzaklıktaki Amasya’nın Ankara’ya olan uzaklığı 330km (4sa), Yozgat’a uzaklığı 160km (2sa 40dk) ve Samsun’a uzaklığı 160km (2sa).
Arabayla gelecekler için belirtelim şehir merkezinde yol kenarına park etmek gibi bir lüksünüz pek bulunmuyor. Yani yol kenarlarına park ettiğinizde görevliler sizden ücret alıyorlar.
Yoğun günlerde boş alan bulmak mümkün değil. Şehir içinde araçlar için her yönün tek şeridi olduğundan yoğun günlerde gerçek bir trafik sıkıntısı yaşamanız mümkün. Arabayı bir an önce park edip yaya olarak dolaşmak en mantıklısı.
Amasya kaç günde gezilir?
Amasya 1 günde gezilebilecek bir şehir. Hafta sonu rahatlıkla gezilebilecek yerler listesinde yer alması gereken Amasya’ya Cumartesi sabah için uçak bileti almıştık ve dönüşü Pazar sabah gerçekleştirdik.
O kadar yetiyor bir gün. Tabii altınızda araba olursa Amasya çevresinde de gezilecek yerler var. Onlar için ekstra vakit gerekiyor elbette. Bahsettiğimiz bu rota 1 günde, yaya olarak gezilebilir.
Aracınız varsa Ferhat ile Şirin Su Kanalı‘na gidebilir, Amasya Kalesi‘ne çıkabilirsiniz. Amasya’nın dışında ise Borabay Gölü adında küçük ve sevimli bir göl de var doğaseverler için.