Vücuda sürülen çamurun kuruyarak deriyi gerdiği ve kırışıklıkları azalttığı söylenir. Düzenli olarak çamur kürü uygulayan bünyeler, kırışıklıkların önlenmesinin yanı sıra başka şifalı etkileri de olduğundan bahsederler.

Özellikle turistlerin sıklıkla başvurduğu çamur terapisi aynı zamanda eğlenceli bir aktivitedir. Özellikle Dalyan merkezden kalkan tekne turlarından birine dahil olduysanız, çamur banyoları tekne turlarının gezi rotalarında olduğu için ziyaret edeceksinizdir zaten.

Dalyan merkezden 2,5 kilometre uzaklıkta olan tesis, tekne ile yaklaşık 20 dakika sürüyor. Tesisin adı Aqua Mia.

Tekneler, tesisin kenarındaki iskeleye yanaşırlar ve sizi beklemeye başlarlar. Siz ise çamurlar içerisindeki yamyam görünümlü birçok insanın arasına katılmak için heyecanlanmaya başlarsınız.

Her ne kadar teknelere ücret ödüyor olsanız dahi, tesise giriş yapmak için kapıda ekstra ücret ödemeniz gerekiyor. Yanınızda bir havlu ve anılarınızın kalıcı olmasını istiyorsanız bir fotoğraf makinesi bulundurmanızda fayda var.

Tesise girdikten sonra, önce doğal çamurların bulunduğu havuza giriyorsunuz. Havuza girdikten sonra içindeki kükürt miktarının fazlalığından dolayı çürümüş yumurta ya da lağım gibi kokmaya başladığını görüyorsunuz.

Dipten bir miktar çamur çıkararak, krem gibi üzerinizde boşluk kalmayacak şekilde sürmelisiniz. Yüzünüz dahil her yerinizi çamura buladıktan sonra, kendinizi bir süre güneşte dinlendirerek, üzerinize sürdüğünüz çamurların kurumasını sağlamalısınız.

Ilık su ve çamurun, içerdiği kükürt ile kırışıklıkları önlediği söyleniyor. Rivayet o ki, güzellik meraklısı Mısır Kraliçesi Kleopatra bile bu civarda çamura bulanmış.

Güneşe bıraktığınız çamurlu vücudunuzun yavaş yavaş gerilmeye başladığını hissediyorsunuz.

Yaklaşık 30 – 40 dakika sonra, tesisin merdivenlerden çıkarak ulaşabileceğiniz duş bölümüne gelir ve akan soğuk suyun altında duşunuzu alıyorsunuz. İyice yıkandıktan sonra termal su havuzunun bulunduğu havuza giriliyor. 39 derece sıcaklığa sahip olan termal su; kükürt, florür ve radyoaktif gazlara sahip.

Bu nedenle termal suların; romatizmadan sinirsel hastalıklara, eklem ve kireçlenme rahatsızlıklarından böbrek hastalıklarına kadar birçok hastalığa iyi geldiği söylenir.

Kalabalıktan hoşlanmıyorsanız, ikinci bir alternatifiniz daha var. Yukarıda bahsettiğim tesise varmadan sol tarafta kalan ve Rıza Çavuş Girmesi adına sahip olan bölge, daha çok yöre halkının tercih ettiği çamurların bulunduğu yerdir.

Tesis olmadığı için çok az insanın tercih ettiği alanda, kaplıca sularının göl suyuna karıştığı kayaların arasından çamur çıkararak sürebilirsiniz. Daha rahat vakit geçirirsiniz ama sonradan duş almanız gerekeceği için Dalyan kanalına girmeniz gerekeceğini unutmayın.

Dalyan’dan teknelerle gidilen başka bir çamur mekânı ise, Köyceğiz Gölü‘nün güneybatısındaki Sultaniye’de bulunan Sultaniye Kaplıcaları adındaki tesis. Dilerseniz kaptanınıza söyleyerek, sizi buraya da götürmesini isteyebilirsiniz.

Çamur banyosuna girip çıktıktan saatler sonra bile kükürt kokusunun üzerinizden çıkmayacağını belirtmek gerekir. Faydalıdır, fakat girdiğiniz mekânlarda çevrenize bir miktar kükürt kokusu yaymanız muhtemel.