rotasenin.com

Devrim Arabası: Türkiye’nin İlk Yerli Otomobili

Bilim ve teknoloji konusunda diğer ülkelerden geri olsak da, 1960’lı yıllarda yerli otomobil üretimi konusunda bir projemiz olmuş, fakat bu fikir desteklenmediği ve köreltildiği için herhangi bir gelişim sağlayamamıştır. Devrim Arabası projesi de onlardan biridir.

1961 yılında, mühendisler odasının bir toplantıda otomobil yapamayız sözlerinin basına yansıması, ateşin başlangıcı sayılabilir. Gazetecilerin, dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel‘e, mühendislerinizin araba yapamayız sözleri hatırlatılınca, Cumhurbaşkanı kızar ve “Nasıl yapamazlar?” şeklinde bir tepki gösterir. Bir inatlaşma sonucu Cemal Gürsel, 29 Ekim’e kadar bir arabanın imâl edilmesini ister.

Devlet Demir Yollarımızın teknik imkânlarının müsait ve mükemmel olması hasebiyle, milli ekonomide mühim bir yer işgal edecek olan otomobil imalatı sanayisinin kurulmasına liderlik etmesini uygun görmekteyim. Memleketimize has bir otomobil motoru imali ve örnek olarak bir yerli otomobil numunesi meydana getirilmesi ve bu numunenin vücut bulmasına müteakip, diğer memleketlerin en iyi evsaftaki otomobilleriyle mukayesesinin yapılarak hatalarının da tespiti suretiyle bu otomobilin zamanla tekamül ettirilmesi mevzunun ivedilikle tetkiki.

O dönemde Erbakan‘ın Almanya’da yeni projelere imza atması, Türkiye’ye gelip kendi fabrikasını kurması yerli otomobil üretimine katkı sağlamıştır.

Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, yerli otomobil yapımı için 1.400.000 lira kaynak ayırır ve Cumhuriyet döneminin önemli fabrikalarından olan ve 10 yılda ülkenin dört bir yanını demir ağlarla örülmesinde oldukça önemli payı olan Eskişehir Devlet Demiryolları Fabrikası‘nda yerli otomobilin temelleri atılır.

Amerika, Almanya gibi gelişmiş ülkelerde yetişen, Türkiye’nin önde gelen kurumlarında eğitim gören birbirinden değerli insanlar organize edilerek 130 gün sürecek otomobil yapımı macerası için göreve getirilir.

Yüksek mühendis Emin Bozoğlu yönetiminde, 23 Türk mühendis ve onlarca işçi ile birlikte arabanın çeşitli parçaları için farklı bölümlere ayrılırlar. Tamamen demiryolları fabrikasının imkânlarından faydalanacak mühendisler ve işçiler, tren ve lokomotif yapımında ustadırlar.

Fakat araba yapımı ile ilgili hiçbir tecrübeleri yoktur, bu nedenle oldukça heyecanlı bir sürece girerler. Mühendislerden, arabası olanların arabalarını getirmeleri istenir. Arabalarır söküp inceleyecekler, nasıl yapıldığı hakkında fikir sahibi olacaklardır.

Devrim Arabasi 1
Devrim Arabasi 2

Devrim projesi, gizli bir proje olmasına rağmen basına sızdırılır ve basın da ölü doğmuş bebek gibi elinden geldiğince muhalefet bir tavırla halkı yanlış yönlendirmeye çalışır.

Öyle ki, 1.400.000 lira ayrılan bütçe çeşitli nedenlerden dolayı 900.000 liraya düşürülmüştür. Ölü doğan çocuk muamelesi gören Devrim, son güne ulaşmayı başarır.

Büyük bir emek, özveri ve fedakârlık örneği gösteren emektarlar, arabanın yapımını ucu ucuna yetiştirmişlerdir. Sonunda arabanın boyası atılır, fakat cilalaması için vakit yoktur.

Arabalar Eskişehir’den trene bindirilir. Ankara’ya yetişmesi ve Cumhurbaşkanı’na sunulması gereken arabaların cilaları, tren vagonunda gerçekleştirilir.

O dönemde kömür ile çalışan trenlerin lokomotifleriden çıkan kıvılcımların sebep olabileceği muhtemel bir zararı önlemek adına arabanın içindeki, trene çıkabilsin diye koyulan az miktarda benzin boşaltılır ve Ankara’da doldurulması planlanır. Belki de, Türkiye tarihi değiştiren bir düşüncedir bu.

Otomobile isim takmışlardır, adı Devrim’dir. Devrim, Ankara’ya ulaşır ve 29 Ekim törenlerinin olduğu noktaya aceleyle götürülür. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel beklenmektedir. Fakat o an arabanın içinde benzin olmadığı farkedilir. Acilen bir bidon benzin bulunur.

Ama arabanın içinde, benzinin döküleceği huni yoktur. Hemen bir gazete kağıdı huni kıvamına getirilir ama benzinin dökülmesiyle gazete kağıdı kıvrılır. Bir dergi bulunur, dergi ile denenir, başarılı olunamaz. Derken Cemal Gürsel, heyecanlı bir biçimde gelir ve herkes elindekini bırakır, büyük bir telaşla hazır ola geçer.

Devrim Arabasi 3
Devrim Arabasi 4

Cemal Gürsel, siyah ve bej renkli iki devrim aracından, daha resmi görünmesi sebebiyle siyah olanı seçer. fakat birkaç metre kadar sonra araba durur ve benzin bittiği için bir daha çalışmaz.

Cemal Gürsel, “Batı lafasıyla araba yaptınız ama, doğu kafasıyla benzin koymayı unuttunuz.” açıklamasını yapar. 29 Ekim Anıtkabir törenleri için Cemal Gürsel, bej renkli arabaya biner ve sorunsuz bir şekilde yolculuğunu tamamlar.

Buna rağmen, ertesi gün tüm gazeteler, devrim arabaların aleyhine manşet atar. Sonuç olarak, otomobil ithalatının gerilemeyle sonuçlanacağını gören muhaliflerin istediği olmuş, dışa bağımlılığı azaltacak derecede önemli sayılan yerli otomobil üretimi konusu kapanmıştır.

Günümüze kalan tek devrim arabası 15 yıldır, imâl edildiği fabrikanın bahçesinde sergileniyor. Eskişehir’deki TÜLOMSAŞ‘da (Türkiye Lokomotif Sanayi A.Ş.) sergilenen bej renkli Devrim Arabası’nı görmek için kapıdaki güvenlik görevlilleri size yardımcı oluyor.

Kimlik ibrazıyla, ücretsiz bir şekilde içeri girip bakımlı, güzel bir bahçenin arasından geçerek, camekân bir alanda korunan Devrim Arabası’nı yakından inceleyebilirsiniz.

Dönemin çizgileriyle gayet güzel bir tasarımı olan bu araba üretime devam edilseydi, bugün dünya ile yarışıyor olabilirdi. 1250 kg ağırlığındaki Devrim, hala çalışır vaziyette. Düzenli olarak bakımı yapılıyor ve ziyaretçilere sunuluyor.

Devrim Arabasi Fabrikasi

Devrim Arabaları sinemaya da uyarlandı. Tolga Örnek tarafından yazılıp yönetilen Devrim Arabaları adlı film, üretilen devrim arabalarının tüm sürecini ele alan başarılı ve bir o kadar da duygusal bir film olmuştur. Mutlaka izleyin.