Bulgaristan’ın en zengin doğa koleksiyonuna sahip müzesi olan Ulusal Doğal Tarih Müzesi, Sofya’da mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. İlk olarak kelebek, kuş ve Prens Ferdinand’ın şahsi memeli hayvanlar koleksiyonu ile başlayan hayatına, 1936 yılında Çar Ferdinand’ın oğlu Çar III. Boris tarafından bugünkü dört katlı binasına taşınarak devam etmiş.
Müzenin birinci katındaki salonlar minerallere ayrılmış. Bakır, demir, kükürt gibi bilindik minerallerin yanısıra manyetit, halit, nikelin, zirkon gibi adı pek duyulmamış onlarca mineral sergileniyor. Minerallerin oluşumlarına ilişkin maketlere de vitrinlerde yer verilmiş.


İkinci katta kuşlar, balıklar ve fosiller yer alıyor. Sadece Bulgaristan’da yaşayan değil tüm dünyada yaşan kuş türlerini bir arada görmek mümkün. Özellikle Amerika’dan bulunan bir kertenkelenin tırnağı ve Bulgaristan’da bir mağarada bulunan dinozor kemiği ilgi çeken fosillerden.


Bulgaristan’da bulunan en büyük ammonit taşını da görebilmek mümkün. Ammonitler, dinozorlar ile birlikte nesilleri tükenen canlılar oldukları için nasıl bir canlı oldukları bilinmiyor. Günümüze sadece kabuklarının gelebildiği bu deniz canlılarınından biri 1932 yılında Şumru Yaylası‘nda bulunmuş. 84 milyon yaşında ve 1.44 metre çapındaki ammonit kabuğu mutlaka görülmeli.

Müzede birçok deniz canlısının örneğini bulabilirsiniz. Su keleri gibi denizde yaşayan bir kısım canlılar cam tüpler içinde muhafaza ediliyor. Bu canlılara yakından bakabiliyor olmak heyecan verici.


Müzenin üçüncü katı ise memelilere adanmış. Aralarında antilop, çita gibi birçok vahşi hayvanın olduğu salonlarda, 1937 yılında Berlin’de Uluslararası Avcılık Fuarı‘nda Avrupa’nın en büyük ayısı olduğu için altın madalya kazandıran bir ayı da bulunuyor.


Dördüncü kat ise böceklerden oluşuyor. Kelebek ve böceklerin yanısıra Bulgaristan’da yetişen bitkiler, midye ve deniz ürünlerinin bulunduğu koleksiyon da görülmeye değer. Bu katta da gerek vitrinlerde, gerekse cam tüpler içinde sıradışı canlılar göreceğinize eminim.


Siz de benim gibi canlıların tarihini merak edenlerdenseniz, Ulusal Doğal Tarih Müzesi ilginizi mutlaka çekecektir.