Türkiye’nin en büyüleyici manzaralarından birine sahip Assos Antik Kenti ve taş evleri, doğal güzellikleriyle ünlü Behramkale Köyü, tarihin derinliklerine doğru unutulmaz bir seyahat vaat ediyor.

Bu eşsiz rota, yılın dört mevsimi ziyaretçilerini ağırlarken, her bir köşesinde farklı bir hikaye saklıyor. Assos Antik Kenti’nin mistik atmosferi ve Behramkale Köyü’nün sıcak misafirperverliği, tarih ve doğanın iç içe geçtiği bu eşsiz destinasyona yolculuk yapıyoruz.

Türkiye’deki antik kentler arasında, büyüleyici manzarasıyla mutlaka görülmesi gereken tarihi yerlerden biri olan Assos Antik Kenti ile taş evleriyle kendini hayran bırakan ve yılın dört mevsimi turist ağırlayan Behramkale Köyü‘ne çeviriyoruz rotamızı.

Assos Antik Kenti Tarihi

Assos Antik Kenti’nin bulunduğu bölgeye antik dönemde Troas deniliyormuş. Bu bölge Çanakkale Boğazı’nın güneyindeki Troya Antik Kenti’ni de kapsayan bir bölge.

Zaten ismini de Truvalılardan almış. Midilli Adası manzaralı bu tarihi kent, taşlarının renginden de anlaşılacağı üzere volkanik bir tepenin üst tarafına, deniz tarafındaki eteklerine inşa edilmiş.

MÖ 7. yüzyılda Midilli adasından gelen Methymnalılar ve Aioller tarafından kurulan kentte ilk bilimsel kazı 1881 yılında Amerikan Arkeoloji Enstitüsü tarafından başlatılmış.

Tarih boyunca Lidya, Pers, Pergamon ve Romalıların egemen olduğu bu topraklarda gezilecek, görülecek eserler günümüze kadar ulaşabilmeyi kısmen de olsa başarmış.

Dünyanın gördüğü en büyük filozoflarından biri olan ve mantık biliminin babası Aristo olarak bilinen Antik Yunan filozofu Aristoteles, bu kentte 3 yıl yaşamış. Felsefe okulu kuran Aristo, filozof Kleanthes’ın öğretmeni olmuş.

Pavlik Kiliselerin kurucusu Tarsuslu Pavlus, Yeni Ahit’te ve Luka’nın İncili’nde önemli bir yere sahip. Aziz Pavlus tarafından ziyaret edilen kent, bu nedenle Hristiyanlarca kutsal kabul ediliyor.

Antik kentin bulunduğu tepeye özel aracınızla geliyorsanız, öncelikle aracınızı park edebileceğiniz bir yer bulmanız gerekiyor. Kentin bulunduğu zirveye ulaşan yollar çoğunlukla park alanı işletmesi olarak kullanıldıkları için park konusunda sıkıntı çekilmiyor.

Aracınızı müsait bir yere bıraktıktan sonra, Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla Behramkale Köyü içinden zirveye doğru küçük bir tırmanış yapmak gerekiyor. Bu tırmanış sırasında Behramkale Köyü’nü daha yakından tanıma fırsatı buluyorsunuz. Bu bölge de eskiden kale duvarları tarafından çevreleniyormuş, ama günümüze kadar bu duvarlar yıkılmış.

Köydeki, antik kente çıkan her yol, tezgahlarla dolu. Başörtüsünden, tahta oyuncaklara, dağ kekiğinden, baharatlara, zeytinyağlara kadar birçok alanda satış yapılıyor.

Assos, günümüzde Behramkale olarak anılıyor. Behramkale’nin zirvesine çıktığınızda ayakta kalan en iyi yapının Athena Tapınağı olduğunu görürsünüz.

Şehrin en yüksek noktasına kurulan dor düzenindeki Athena Tapınağı, Zeus’un kızı ve 12 Olimpos tanrısından biri olan Athena’ya ithafen, kenti koruması için inşa edilmiş. Tapınağın küçük bir modelini tapınak kalıntılarının önünde görebilirsiniz.

Yapının içinde bulunan tanrıça heykelini 1800’lü yıllarda Amerikalılar ülkelerine götürmüş. Tepenin zirvesinde Athena Tapınağı’ndan başka, şehrin sportif ihtiyaçlarını karşılayan Gymnasium’u da görebilirsiniz.

Bizans döneminden kalma bir kilise ile sarnıç ve Osmanlı döneminden bir camii kalıntılarını da görebilirsiniz.

Athena Tapınağı’na doğru giderken bölgeyi anlatan bir kroki var, girmeden önce onu inceleyip hangi tarihi yapının nerede olduğunu görmenizi öneririm. Zirvedeki kalıntılar ise antik kentin akropol kalıntıları.

Zirveyi yeterince gezdikten sonra görülecek yerlerin bu kadarda sınırlı olmadığını hemen hatırlatayım.  Aracınıza atlayın ve tepenin güney yamacına, denize doğru bakan kısmına doğru ilerleyin.

Bir kapı göreceksiniz. Assos Antik Kenti’nin kalan kısmı burada bulunuyor. İçeri giriş hala kazı alanı olduğundan dolayı mümkün değil, ancak uzaktan da olsa Athena Tapınağı’nın bulunduğu zirve ile birlikte tiyatroyu görebiliyorsunuz.

Yolun biraz daha ilerisinde Antik Liman’ın olduğu yere varırsınız. Antik liman bölgesi daha çok turistik olarak hizmet veriyor.

Özellikle belirtmeliyim ki ziyaretçisinin yoğun olduğu zamanlarda liman bölgesine araba ile girmeyin, geri dönemiyorsunuz bile. Limandan öte yol yok, her türlü geri döneceksiniz zaten.

Bu nedenle liman bölgesine gitmeden göreceğiniz araçların yanına park edin arabanızı. Oralar da otopark ve görevlileri var. Eğer zirvedeki park fişini atmazsanız burada da geçerli aynı fiş ve ücret ödemeden park edebiliyorsunuz.

Behramkale Köprüsü

Assos’a gittiğinizde uğramanız gereken bir diğer tarihi yapı ise Assos Antik Kenti’ne yakın bir konumda olan Behramkale Köprüsü. Orijinalliğini koruyan köprü, 14. yüzyılda Tuzla Çayı üzerine inşa edilmiş. Üzerinden araç geçişine izin verilmiyor, ama yaya olarak gezebiliyorsunuz.

Assos Antik Kenti Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri

Assos Antik Kenti girişi ücretli ve Müzekart geçerli. Haftanın her günü açılış saati 08:00, kapanış saati yaz sezonunda 19:30, kış sezonunda 17:00.

Assos Antik Kenti Nerede ve Nasıl Gidilir?

İzmir’den geliyorsanız Küçükkuyu’da Assos tabelalarını takip etmeniz gerekiyor. Yeşilyurt’tan 25 km sonra Assos’a varırsınız.

Ulaşımı Çanakkale yönünden sağlıyorsanız Ayvacık’ta İzmir yolundan Assos tarafına 20km sürmeniz gerekiyor. İstanbul Assos arası 500km (6sa), Balıkesir’e uzaklığı 160km (2sa 20dk), Bergama’ya olan uzaklığı 150km (2sa 30dk).

Sonuç

Assos Antik Kenti ve Behramkale Köyü’nün büyüleyici dünyasını keşfetmek, tarihe tanıklık etmek ve doğanın sunduğu eşsiz manzaralarda kaybolmak için mükemmel bir fırsat.

Tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan zengin tarihi miras, her köşe başında sizi bekleyen sürprizler ve doğanın sunduğu huzurlu atmosfer ile Assos ve Behramkale, hafızanızda silinmeyecek anılar bırakacak.