Milas’ı yukarıdan selamlayan düz ve kayalık bir zemine kurulmuş Beçin Kalesi’nde birçok uygarlığın izlerini görmek mümkün. Günümüze kadar sadece İç Kalesi gelebilmiş, hakimiyeti altında olduğu uygarlıklar tarafından sürekli olarak yeni yapılarla donatılmış ve geliştirilmiş.

Kalenin bulunduğu yamaçta antik döneme ait kalıntılar bulunmuş. Bulunan mezar yapıları, bölgenin nekropol olarak kullanıldığını göstermiş.

Kalenin kuzeyine bayrak dikilmesi için açılan çukurda da Eski Tunç dönemine ait bir çocuk mezarına rastlanmış. Mezarda bulunan hediye ve topraktaki buluntular, bölgenin MÖ 3000’lerde aktif olarak kullanıldığının kanıtıymış.

Birbirinden farklı birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Beçin Kalesi‘nin adı, önceden Barçın olarak kullanılıyor olsa da, sonraları Peçin, günümüzde ise Beçin olarak kullanılmaya başlanmış.

Milas Ovası‘na hakim bir tepede yer alan kale günümüzde ziyaret edilebiliyor. Ziyaret edilen alan kalenin İç Kale olarak adlandırılan kısmı.

Kale içinde görebileceğiniz yapılar yıkılmış kale duvarlarından ibaret. Kalın duvarlar, 1,5 metre genişliğinde, oldukça kalın. Milas Ovası’nı gören kalenin içi oldukça bakımsız, yerlerde tür tür 1 metreye ulaşmış dikenli otlar bulunuyor.

Beçin Kalesi giriş ücreti ve ziyaret saatleri nelerdir?

Beçin Kalesi giriş fiyatı 5TL ve Müzekart geçiyor, haftanın hergünü yaz döneminde 08:00 – 19:00, kış sezonunda 08:00 – 17:00 çalışma saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

Beçin Kalesi nerede ve nasıl gidilir?

Muğla Bodrum ya da Milas Ören yolu üzerinde giderken sağa doğru Beçin Kalesi tabelası görünür. Beçin’e vardığınızda 200 metre yükseklikteki kaleyi görürsünüz, kahverengi tabelaları da takip edin.

Beçin Kalesi’nin girişine vardığınızda çatı altında birkaç yapı görünür. Antik döneme ait duvarlar, hamam ve sarnıç vardır önce bu meydanda. Kalenin asıl girişi daha yukarıdadır.

Beçin Kalesi’nin girişine vardığınızda sıcak havalarda içeride duran görevliler görünmediği için kapalı zannedebilirsiniz. Ücreti ödeyip ya da Müzekart’ı gösterdikten sonra aracınızla daha yukarı, kalenin girişine kadar girebilirsiniz.

Kalenin girişinde bir türbe bulunuyor, oraya parkedip yaya olarak devam etmeniz gerekir. Kalede duvarlardan başka bir şey olmadığından gezmeniz çok vakit almaz. Zeminin bakımsızlığından dolayı da her yeri rahatça gezmeniz pek mümkün değil.

Kalenin hemen yanında aracı parkettiğiniz alanda bir türbeden bahsetmiştik. Kime ait olduğu belli olmayan kare planlı türbenin öneünde çok sayıda mendil ve poşet bulabilirsiniz.

Türbeden hayır dileyenlerin, duaları kabul olsun diye astığı çöpler bunlar. Türbeyi geçip yoldan devam ettikten kısa bir süre sonra sağlı sollu yapılarla karşılaşıyoruz. Şimdi bunlara bir bakalım.

1260’lı yıllarda Karia bölgesini ele geçiren Emir Menteşe, Fethiye, Köyceğiz, Marmaris gibi Batı Akdeniz limanları ile Ege Adalarını ve Aydın’ın bazı kesimlerini hakimiyeti altına almış.

Ölümünden sonra, yerine geçen Mesud Bey zamanında güneybatı Anadolu sahillerinin tamamı fethedilmiş. Sonrasında yerine geçen Orhan Bey, beyliğin merkezini Milas olarak belirlemiş.

Daha sonra tahta İbrahim Bey geçmiş ve onun ölümünden sonra Menteşe Beyliği ikiye bölünmüş. Kuzey kesimi Mehmet Bey’e, merkezi Beçin olan güney kesimi de Ahmed Gazi’nin yönetimine kalmış.

Gerek kaleden görünen manzarada, gerekse türbenin yolundan devam ettiğinizde sağ tarafta görebileceğiniz yapı 1375 yılında Menteşe Beyi Ahmed Gazi tarafından inşa edilen Ahmed Gazi Medresesi‘dir.

Ahmed Gazi Medresesi’nin karşısında ise Orhan Camii yer alıyor. Cami, 1330’lu yıllarda Orhan Bey döneminde yaptırılmış, ancak günümüze yapının yıkık duvarları, mihrab nişi ve giriş kapısı gelebilmiş.