Trabzon Sümela Manastırı
Maçka, Trabzon’daki Altındere Köyü’nde bulunan Sümela Manastırı, Altındere Vadisi’ne yüzünü veren Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine, tıpkı diğer manastırlar gibi merkezden ve yaşamdan uzak, insanların kolaylıkla ulaşamayacağı bir yere kurulmuştur.
İçeride yaşayan insanlar, kendilerini dışarıdaki yaşamdan soyutlayarak nirvanaya ulaşmayı hedeflemektedirler. Tüm yaşamlarını burada geçiren insanlar, tek bir hedefe yönelme arzusuyla budizm felsefesine benzer şekilde hareket ederler.
Yunanistan’ın Atina kentinde bulunan iki keşişin (Bamabas ve Sophronios) rüyalarında Hz Meryem‘i görerek, birbirlerinden haberleri olmaksızın çıktıkları Trabzon yolunda, Karadağ’ın eteklerinde karşılaştıkları inancı yaygındır. Gördükleri rüyayı birbirlerine anlatınca, birlikte manastırın temellerini atmışlardır.
Rumcadaki adı Sümela olan manastırın asıl adı Meryem Ana Manastırı‘dır ve yaklaşık olarak MS 395 yılında tamamlanmıştır. Sümela Manastırı’nda geçen Sumela kelimesinin Siyah anlamına gelen Melas sözcüğünden alındığı düşünülür.
Sümela Manastırı’nın Eski Yunanca’daki tam adı Panagia Sumela veya Theotokos Sumela‘dır. Özhan Öztürk Karadeniz Ansiklopedisi’ne göre ise manastırın gerçek kurucusu Trabzon İmparatoru III. Aleksios‘tur.

Sümela Manastırı, Karadeniz bölgesinde bulunan 3 manastırdan biri. (Diğerleri Maçka’ya 8 km mesafedeki Vazelon Manastırı ile Maçka Şimşirli Köyü’nde bulunan Kuştul Manastırı) Toplamda 92 oda bulunan yapıda ana hatlarıyla; ana kaya kilisesi, şapel, muhafız odaları, mutfak, misafirhane, öğrenci odaları, kütüphane ve kutsal ayazma bulunur.
İnsanlar, ikişer, üçer veya dörderli odalarda kalırlarmış. Manastırda, sadece dini eğitim değil, matematik, fizik, kimya, astroloji ve tıp eğitimleri de veriliyormuş.
Sümela Manastırı, Osmanlı padişahlarının özellikle koruduğu yerler arasında. Fatih Sultan Mehmet, burayı aldıktan sonra manastıra dokunulmayacağına dair bir ferman yayınlamış. Yavuz Sultan Selim manastıra, altından yapılan ve yakuplarla süslenen iki dev şamdan hediye etmiş. Sonraki padişahlar da buranın korunmasını sağlamışlar.
1923 yılına kadar manastır işlevini sürdüren yapı, Kurtuluş Savaşı sonrasında hazırlanan Türkiye – Yunanistan Nüfus Mübadelesi gereğince orada bulunan Rumlar, Yunanistan’a götürülerek boşaltılmış. Ancak Rumlar, ülkelerine dönmeden önce kutsal Meryem ikonası ile birlikte, manastırda bulunan kıymetli eşyaları saklamışlar.
İkona ile fresklerin temel farkı, ikonaların taşınabilir, fresklerin ise taşınamaz oluşlarıdır. İsmet İnönü zamanında, özel bir izin ile saklanan eşyalar Atina’daki Benaki Müzesi’ne teslim edilir. Teslim edilen değerli eşyalar arasında Aziz Luka’nın çizdiği mucizevi Sümela İkonu da vardır. 1950 yılında Karadenizli Rum olan Dr. Philon Ktenides, bu ikonanın yeniden bir manastırda bulunmasını ister.
1952 yılında Veriya’da, Vermion Dağı’na Trabzon’daki Sümela Manastırı’na benzer bir şekilde yaptırılan yeni manastıra da Sümela ismi verilir ve 20 yıl boyunca müzede saklanan ikona, yeni manastıra yerleştirilir.
Sümela Manastırı’nın duvarları, dünyanın yaratılışından Hz İsa ve Meryem’in hayatına kadar birçok fresk ile süslenmiştir. Freskler, İncil’den ve Tevrat’tan sahneler içerir. Yapının üst tarafında dünyanın yaratılışı tasvir edilir.
Fresklere göre Rab dünyayı 6 günde yaratmıştır. 1. gün yer yaratılır, Sonra güneş, ay ve yıldızları yaratır, ortaya bir kubbe çıkarır, gök yaratılmış olur. Ağaçları ve hayvanları da yaratır 6. günde ise insanoğlunu yaratır. Balçıktan kutsal mesajı gönderir, Ol der ve insanoğlu meydana gelir.
Andolsun biz insanı kuru bir çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık… (Hicr, 26)
Rab, Hz Adem’i Verimli Arazi anlamına gelen Sümerce, Eden Bahçesi’ne koymuştur. Tevrat’ta, 4 ırmağın suladığı nehir olarak geçer. Irmakların isimleri sırasıyla Pişon, Gihon, Dicle ve Fırat’tır.
Adem, Rab’dan kendisine eş istediğini söyler ve çeşitli inanışlara göre Rab, Adem’in 13. kaburga kemiğinden Havva’yı yaratır. Fresklerde Adem’i yaratan da, Havva’ya can veren de Hz İsa olarak tasvir edilir.
Çünkü Hristiyanlar için Hz İsa; Baba, oğul ve kutsal ruh üçlemesindedir. Tasvir edilen yasak ağaçtaki yenmemesi gereken elmayı önce Havva, sonra Adem, şeytanın akıllarına girmesiyle yer. Tevrat’a göre saklanmaya çalışırlar. Isırdıkları elma kararmaya başlar.

Onlar için zaman kavramı başlamıştır. Çünkü, günah işledikleri gerekçesiyle cennetten kovulmuşlardır. Bu durumdan dolayı fresklerin üzerinde şeytanı temsil eden yılan motifleri görünür. Birbirlerini çıplak görerek utanma hissi içine girerer ve ardından mahremiyet bölgelerini kapatmak için incir veya üzüm yapraklarıyla kendilerine örtü yaparlar.
Artık istedikleri olmayacaktır. Adem’in sınırsız rızkı artık yoktur. Alınteri dökmeden nimet elde edemeyeceklerdir. Tohum ve saman verir. Adem tarlayı sürmeye çalışır, ama başaramaz ve Rab tarafından iki öküz gönderilir. Adem tarlayı sürer, Havva tohumları eker. İlk yiyecek olan ekmeği elde ederler.

İslam, Musevi ve Hristiyan kaynaklarda farklı ele alınan Adem ve Havva’nın 4 çocuğundan Habil ve Kabil kardeşlerden, kıskançlık yüzünden birinin diğerini öldürmesi de fresklere yansıtılmış. (Kuran’a göre 6 farklı kan grubunu ifade eden 6 çocuğu olduğu söylenir.)

Bazı fresklerde mucizeler, bazılarında ise İncil’den olaylar yer alır. Hz İsa’nın ölüyü diriltmesi, kör gözü iyileştirmesi, son akşam yemeği, İsa’nın havarilerinden şüpheci Thomas tasvirleri yer alır. İnsanlık, artık günahkar doğar.
Hz İsa’nın da bu günahı kaldırmak için geldiğine inanılır. Fresklerde bolca yer alan insan figürlerinin bazıları diğerlerinden ayrılır. Kafasında sarı hale olan insanlar, Hristiyan olan, bu dine inanan kimselerdir. Eğer bu halenin ortasında haç varsa, bu kişi de Hz İsa’dır. Haç işaretinin içindeki WN harfleri ise “Ben varolanım” anlamını taşımaktadır.

Bu freskte ise Meryem Ana’nın kucağında İsa vardır. İsa, eliyle teslis (üçleme) yapmaktadır. Arapça bir kelime olan teslis, Baba, Oğul, Kutsal Ruh’dan meydana gelen Tanrı kavramının kendisidir. Hristiyanların Hz İsa’ya yükledikleri anlamdır.
Sümela Manastırı nerede?
Sümela Manastırı’na ulaşmak için öncelikle Maçka’ya ulaşmak gerekiyor. Trabzon merkezden güneye doğru 26 km’lik bir yol sonrası ulaşılan Maçka’dan 16 km doğuya doğru, Altındere Milli Parkı’na ulaşmalısınız.
Sümela Manastırı, Altındere Milli Parkı içerisinde bulunuyor. İster özel aracınızla, isterseniz minibüslerle rahatça varabilirsiniz. Araçtan indiğinizde, orman içinde dar ve uzun bir patika yol üzerinden manastıra ulaşırsınız.