Kestane Dağları’nın güney yamacında yer alan Tralleis Antik Kenti, dünyanın en eski antik kentleri arasında. Pergamon Krallığı’na bağlı olan kentin günümüze ulaşan üç gözlü yapısı, antik çağda spor, eğitim ve kültürün en önemli yapısı olan Gymnasium‘a ait bir kalıntıdır.
Kentin halkı anlamına gelen Luvi kökenli Tralla sözcüğüne -lılar anlamına gelen -eis takısının eklenmesiyle ortaya çıkan Tralleis büyük bir kenttir. Gün yüzüne çıkmamış ya da çok azı çıkmış bir çok yapısı bulunuyor Üç Gözlü yapının çevresinde. Hamam, tiyatro, agora, stadium bu yapılardandır.
Kentin kuruluş tarihi kayıtlarda MÖ 13. yüzyıl olarak geçer. Trakyalılar ve Argoslular tarafından kurulan kentin adı, Tralla kentinin halkı anlamına gelen Tralla-eis’ten türemiş.
1883 yılında İzmir – Aydın arasına döşenecek olan demiryolunun çalışmaları sırasında Seikilos adındaki Aydınlıya ait olan bir mezar taşı bulunur.
Bugün Danimarka Müzesi‘nde sergilenen mezar taşının üzerinde, antik çağdan günümüze çok az sayıda gelebilmiş olan 13 satırlık bir yazı yer alıyor. Seikilos’un mezar taşının üzerindeki yazının 6-11 satırlarında bir müzik eserinin sözü yazılmış ve hecelerin üzerine notalar yerleştirilmiş. İşte Tralleis’li Seikilos’un antik şarkısı…
Tralleis’e gittiğinizde görmeniz gereken başka bir yapı ise latrina adı verilen genel tuvaletler. Yan yana dizilmiş oturma yerleri ve bu oturma düzeneğinin önünde akan bir temiz su kanalı dönemin tuvaletlerinin nasıl olduğunu gösteriyor ziyaretçilere.
Latrinalarda tuvalet kağıdı yerine de ucu süngerli sopalar kullanılıyormuş. MS 6. yüzyıla kadar kullanılan latrinaların en büyüğü 65 kişilik kapasitesiyle Tralleis’de bulunuyor.
Tralleis Antik Kenti giriş ücreti ve ziyaret saatleri nelerdir?
Girişte herhangi bir ücret ödenmiyor. Tralleis Antik Kenti’ne saat 17:00’a kadar izin var, ancak biraz terkedilmiş durumda. Saat 17:00 gibi motorlu bir görevli içeride dolaşıp insanları dışarı çıkarmaya çalışıyor.
Küçük çocuklar kendi halinde Tralleis’in duvarlarına tırmanmaya çalışıyor. Geceleri definecilerin girdiğini haberlerde görüyoruz sürekli. Antik kentin çoğu askeri bölgenin sınırları dahilinde. Bu nedenle her yeri gezemiyoruz ve sadece Üç Gözler adı verilen yapıyı görebiliyoruz.
