Üsküp’ün merkezindeki o devasa heykellerden, bitmeyen inşaat seslerinden ve gri betonlardan bunaldıysanız, size reçeteyi yazıyorum: Matka Kanyonu. Şehir merkezine sadece 15 kilometre uzaklıkta ama atmosfer olarak sanki başka bir gezegendesiniz. Zümrüt yeşili suları ve gökyüzünü yırtan sarp kayalıklarıyla burası, Makedonya gezinizin iyi ki gelmişim dedirtecek en net durağı.
Ben burayı sadece uzaktan izlemedim; kanoyla sularına daldık, o dar patikalarında yürüdük ve dürüst olmak gerekirse biraz da ıslandık. İşte turist tuzaklarına düşmeden, Üsküp gezi rotanızın yıldızı olacak Matka Kanyonu için tecrübeyle sabit rehberiniz.
Gitmeden Önce Çantaya Atılacaklar
- Giriş Ücreti: Kanyona giriş tamamen ücretsiz.
- Ne Zaman Gitmeli: Hafta sonu kaosundan kaçınmak için kesinlikle hafta içi sabah saatlerini hedefleyin. Öğleden sonraya kalırsanız trafikle boğuşursunuz.
- Kritik Uyarı: Yanınızda mutlaka nakit (Makedon Dinarı) bulundurun; kart neredeyse hiçbir yerde geçmiyor.
Kanyona Ulaşım: 60 Numara Efsanesi ve Taksiciler
Buraya ulaşmak kolay gibi görünse de yerel dinamikleri bilmezseniz can sıkıcı olabilir.
Bütçe dostu gezginler için tek adres 60 numaralı otobüs. Ancak dikkat: Şoföre parayı uzatayım derseniz sizi otobüse almaz. Mutlaka önceden bir Skopska kart edinmiş ve bakiyesini yüklemiş olmanız gerekiyor. Bir diğer yerel sürpriz ise şu: Hafta sonları trafik kilitlendiğinde, otobüs baraj girişine kadar gitmiyor. Sizi yaklaşık 15-20 dakika yürümeniz gereken bir noktada indiriyorlar. Burası son durak mı? diye şaşırmayın, herkes iniyorsa siz de inin ve kalabalığı takip edin.

Kendi aracıyla gelenler için altın değerinde bir tavsiye: Barajın dibine kadar gitmeye çalışmayın. İlk gördüğünüz müsait otopark alanına aracınızı bırakın. Yolun sonu o kadar daralıyor ki, geri dönmek imkansız hale geliyor ve tatiliniz stres yönetimine dönüşüyor. 10 dakika fazladan yürüyün, kafanız rahat olsun.
Taksiyle gelecekseniz, pazarlık masasına 600-1000 MKD civarında bir rakamla oturun. Bazı uyanık taksiciler otobüs çalışmıyor diyerek dönüş yolculuğunu da garantilemeye çalışabilir; bu numaralara karşı uyanık olun.

Tekne Turu ve Vrelo Mağarası: Buna Değer mi?
Kanyona geldiğinizde sizi sıra sıra tekneler karşılayacak. İki seçenek sunuyorlar: Sadece kanyon turu veya mağara dahil uzun tur. Hiç düşünmeden Vrelo Mağarası dahil olanı seçin.

Tekneyle kanyonun derinliklerine süzülmek zaten başlı başına bir terapi. Sonunda ulaştığınız Vrelo Mağarası ise dünyanın en derin su altı mağaralarından biri olarak biliniyor (dibi hala tam bulunamadı!). Tekneden inip mağaranın içine girdiğinizde, dışarıdaki sıcağın yerini buz gibi bir hava alıyor. İçerideki devasa Çam Kozalağı sarkıtı ve yer altı gölleri gerçekten büyüleyici. Mağara ziyareti kısa sürüyor ama o mistik hava için kesinlikle değer.
Kano Macerası ve Islak Popo Gerçeği
Eğer benim kontrolüm bende olsun diyenlerdenseniz, tekne yerine kano kiralayın. Kanyonun o devasa duvarları arasında kürek çekmek, kendinizi film setinde gibi hissettiriyor. Fotoğraf için de en iyi açılar kesinlikle suyun üzerinden yakalanıyor.

Ancak size kimsenin söylemediği bir detayı vereyim: Yanınızdan geçen motorlu tekneler dalga yarattıkça, kanonun içine su girmesi kaçınılmaz. Ben kanyondan çıktığımda sırılsıklam bir pantolonla (evet, bildiğiniz ıslak popo sendromu) kalmıştım. Eğer dönüşte otobüse veya taksiye o halde binmek istemiyorsanız, yanınıza yedek bir şort veya alt değiştirme kıyafeti almanız hayat kurtarır.
Kayalıkların Kenarında Yürüyüş

Suya girmek istemeyenler için kanyonun sol tarafındaki patika harika bir seçenek. Kaya duvarına oyulmuş bu yol, nehir boyunca devam ediyor. Yaklaşık 30-40 dakikalık düz bir yürüyüşle kanyonun en güzel manzaralarını görebilirsiniz. Yolun bazı kısımları dar olsa da korkuluklar var.
Daha sağlam bir kondisyona sahipseniz ve ben manzara avcısıyım diyorsanız, St. Nikola Šişevski Manastırı rotasını deneyin. Yaklaşık 30 dakikalık dik bir tırmanış gerektiriyor ama tepeye vardığınızda tüm kanyon ayaklarınızın altında kalıyor. Manastıra ulaştıktan sonra tekrar yürümek istemezseniz, aşağıya inip iskeledeki tahta levhaya vurarak ses çıkarın; tekneciler bu sesi duyunca gelip sizi karşıya geçiriyor. Bu da buranın yerel bir sırrı olsun.
Yeme-İçme ve Diğer Detaylar
Kanyon girişinde, özellikle Canyon Matka Hotel'in restoranı manzarasıyla büyülüyor. Ancak fiyatların Üsküp ortalamasının üzerinde olduğunu belirteyim. Bir kahve içip manzaranın tadını çıkarmak harika, ama tam bir öğün yemek bütçenizi zorlayabilir. Yerel halk gibi yapmak isterseniz, çantanıza sandviçlerinizi atın ve yol üzerindeki banklarda kanyona karşı piknik yapın.
Son olarak, tuvalet ihtiyacı için yanınızda bozuk para bulundurun (WC ücreti yaklaşık 60 MKD) ve lütfen çöplerinizi doğada bırakmayın; burası hepimizin koruması gereken bir hazine.
Eğer rotanızda sırada Ohrid varsa, Matka Kanyonu o yolculuğa başlamadan önceki en iyi enerji depolama noktası.
Yorumlar (0)
Yorum yapmak için giriş yapın
Şikayet Et