Kutsal suların şehri, antik dünyanın en gizemli kentlerinden biri olan Hierapolis Antik Kenti, tarih boyunca pek çok medeniyeti ağırlamış, eşsiz güzellikteki Pamukkale travertenlerinin yanı başında yer alıyor.

Frigya’nın büyülü atmosferi, Roma İmparatorluğu’nun izleri ve Hıristiyanlığın ilk dönemlerine ait kutsal yapılar bu antik kenti, arkeoloji ve tarih meraklıları için kaçırılmaz bir hazineye dönüştürüyor.

Hierapolis Antik Kenti, içerdiği tapınaklar ve dinsel yapıların varlığı nedeniyle arkeoloji dilinde Kutsal Kent olarak adlandırılır. Pamukkale travertenlerinin yanı başındaki bu kentin bir Frigya kenti olduğu düşünülür.

Frigya kenti olduğu düşüncesine sahip olan antik coğrafyacı Strabon ve Ptolemaios, Laodikeia Antik Kenti ve Tripolis kentlerine yakınlığından dolayı bu fikri benimsemiştir.

Hierapolis Antik Kenti Tarihi

Vergama’nın kurucusu Telephos’un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera‘dan dolayı Hierapolis adını alan kent, Roma İmparatoru Neron’un dönemindeki büyük depreme kadar özgünlüğünü korumuş olsa da, zaman içerisinde gördüğü depremler ve yıkılmalar neticesinde yeniden yapılaşmalar, Helenistik özelliğini kaybetmesine neden olmuş ve Roma görüntüsü kazanmasına vesile olmuştur.

3000 yıl önce inşa edilen bu kentlerin gün yüzüne çıkarılması oldukça zaman alan bir eylem. Hierapolis’in asıl kenti şu anda gördüğümüz yerin 3-4 metre altında, çünkü yüzyıllar boyunca üzeri toprakla ve travertenleri oluşturan kalkerli taşlarla kaplanıyor.

Bu yığılma yukarı doğru artarak devam ediyor. Zaman ve bütçe ayrılmadığı sürece de bu yapıları görmemiz oldukça zor görünüyor.

Pamukkale ve Hierapolis Milli Parkı olarak da geçiyor burası. Geçirdiği depremlere zaman içerisinde yenileri eklenince günümüze bu yapıların yalnızca bir kısmı sağlam olarak gelebilmiş. Frontinus Caddesi, agora, güney ve kuzey Bizans kapıları, gymnasium, Apollon kutsal alanı, su kanalları, nympheumlar, plutonium ve surlar belirlenebilir düzeyde.

Hierapolis Antik Kenti’nde Gezilecek Yerler

9.500 Kişilik Antik Tiyatro: Günümüze en iyi gelebilen yapılardan biri antik tiyatrodur.

9500 kişilik tiyatro, şehir nüfusunun 100.000 olduğunu gösterir ki bu da şehrin hayli kalabalık bir nüfusu olması demektir.

Tiyatronun ilk sıralarının, sahneden 1 metre yükseklikte yer alması, burada gladyatör ve vahşi hayvan dövüşlerinin yapıldığına işarettir.

Nekropol: Kentte görebileceğiniz nekropol, en büyük nekropol alanlarından biridir.

Mezar sahipleri bu mezarların alınlarına, insanları korkutmak, mezarın içine girmelerini engellemek ve birlikte gömüldükleri eşyaların çalınmaması için çeşitli lanet bilgileri yazdırırlar.

Aile mezarlarının üzerlerinde mezar sahibinin kendisinin, eşinin, ailesi ve çocuklarının ismi de yazabilir.

Mezarıma kalkan hırsız, yürüyecek toprak, seyredecek deniz bulamasın. Çocuksuz ve mutsuz bir hayatın ardından öldüğünde Tanrıların laneti üzerinde olsun.

Kentin nekropolünde, Pamukkale travertenlerinin bulunduğu alanlardaki mezarlar mutlaka görülmeli. Bu mezarlar zaman içerisinde travertenler tarafından çevrilmiş ve mezarların bir kısmı gözden kaybolmuş.

Kentin en çarpıcı noktası Cin deliği adı verilen bir delik. Cehennemağzı da denilen oyuğun içerisinde fokur fokur kaynayan bir su var. Suyun içinde karbondioksit bulunuyor.

Mineraller ile birlikte yukarı doğru çıkarken çözülen minerallar, kalker taşlara dönüşüyor, fakat içindeki karbondioksit ise havaya yayılıyor.

Kapalı alanlarda karbondioksit solumanın ölüm getirdiğini biliyoruz. Buraya inen insanların da çoğu öldüğünden bu deliğe Hades’in deliği adı da verliyor.

Kent Girişindeki Hamam: Hierapolis Antik Kenti’nin Pamukkale travertenlerine yakın bir yerinde bulunan Hamam Bazilika ise kent girişinin dışında yer alıyor.

Anadolu’daki birçok antik kentte olduğu gibi, kente girmek isteyen insanların kente girebilmeleri için öncelikle yıkanmaları gerekliydi.

Alınan bu tedbir, hem temizlik açısından hem de bulaşıcı hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemliydi.

Aziz Philippus Martyrion Kilisesi: Hierapolis, Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Philippus‘un Hıristiyanlığı yaymak için gelişine tanıklık etmiş.

Fakat MS 80 yılında öldürülen St. Philippus‘un adına, Hierapolis’un resmi dininin Hıristiyanlık olduğu MS 4. yüzyılda bir şehitlik inşa edilmiş. Sekizgen şekliyle yeniden doğuşu simgeliyormuş bu yapı.

Aziz Philippus Kutsal Alanı‘na ulaşmak için buraya gelen insanlar, bir köprüden geçmek durumundaydılar. Ancak köprü yıkılmış, günümüzde sadece temelleri kalmıştır.

Bugünkü köprü, antik köprünün büyüklüğünü gösteriyor. Köprünün ardından, kutsal alana ulaşmak için antik dönemde 70 metre uzunluğunda merdiven inşa edilmiş.

Merdivenlerden sonra nihayet Aziz Philippus’un mezarına ulaşıyoruz. 3.5 x 4 metre ebatlarındaki mezar odasının iç tarafı günümüzde boş, ancak içine bakıldığında üç tarafında da ölülerin yerleştirildiği yataklar görülebiliyor.

Mezar odasının yanındaki merdivenlerden tepeye doğru çıktığınızda ise Martyrion adı verilen sekizgen kilise ile karşılaşıyoruz. Sekizgen olmasının nedeni sonsuzluğun simgesine benzetildiği içindir. Philippus’un burada şehit mertebesine ulaştığı düşünülür.

Üstelik yıllarca mezarının bu kilisede olduğu düşünülmüş, ancak mezarın izi bulunamamıştı. Bizans döneminde St. Philippus’un mezarı buradan yeni mezarına taşınmış.

Tarihi Sütunlu Antik Havuz

Hierapolis Antik Kenti, termal kaynak suların şifa kaynağını olduğunu biliyordu ve Roma İmparatorluğu döneminde, Hierapolis bir sağlık merkezi olarak adlandırıldığından, antik dönemde de termal suyun kullanılması için turistler ağırlanırdı.

Günümüzde bu termal sulardan biri hala aktif durumda. Bir depremden sonra havuza doğru kırılan sütunlar eşliğinde Antik Havuz içinde yüzebilir, rahatlayabilirsiniz.

Hierapolis Antik Kenti Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri

Hierapolis Antik Kenti girişi ücretli. Dilerseniz Pamukkale’nin giriş kapısından, dilerseniz antik kentin üst kapısından giriş yapabilirsiniz. Müzekart‘ınız varsa ücretsiz giriş yapmanız mümkün.

Ziyaret saatleri yaz sezonunda 08:00 – 21:00. Kış sezonunda ise çalışma saatleri 08:00 – 17:00 arası. Pazartesi dahil haftanın her günü ziyaret edilebiliyor Pamukkale ve Hierapolis Antik Kenti.

Hierapolis Antik Kenti Nerede ve Nasıl Gidilir?

Hierapolis Antik Kenti merkezi bir noktada olduğundan ulaşımı çok kolay. Pamukkale’nin, Denizli il merkezine olan mesafesi 18 kilometre.

Hierapolis Antik Kenti’nin Çardak Havalimanı’na olan uzaklığı ise 70km (55dk). Özel aracınız yoksa Denizli Otogar’dan kalkan minibüsler aracılığıyla yaklaşık 25 dakikada Pamukkale’de olabilirsiniz.

Havalimanından geliyorsanız ve özel aracınız yoksa BayTur kullanarak belli bir noktaya gelebilir, ardından aktarma yaparak Pamukkale’ye ulaşabilirsiniz.

Görevliler Pamukkale’ye gitmek isteyen yolcuları belli bir noktada indiriyor. Karahayıt’tan gelenler için Hierapolis arası mesafe 8km (15dk) iken, Laodikeia Antik Kenti’ne olan uzaklığı 13km (13dk).

Sonuç

Hierapolis Antik Kenti, ziyaretçilerine tarih öncesi dönemlerden günümüze uzanan bir zaman yolculuğu sunuyor. Büyüleyici traverten manzaraları, antik tiyatro, nekropoller, termal sular ve çok daha fazlasıyla Hierapolis, geçmişin sırlarını keşfetmek isteyenler için eşsiz bir destinasyon. Gün batımında antik taşların arasında yürürken, binlerce yıllık tarihin izlerini takip edin.