Gordion Antik Kenti’nin sırları, Yazılıkaya Anıtı’nın büyüsü, Kral Midas’ın altın dokunuşu ve Midas Antik Kenti’nin zamana meydan okuyan yapısıyla geçmişin kapılarını aralamaya hazırlanın.

Efsanelerin gölgesindeki bu eşsiz hazineyi keşfetmek için adımlarınızı tarihin tozlu sayfalarına doğru yönlendirin ve bir zamanlar büyük bir medeniyetin merkezi olan bu antik dünyanın gizemlerini keşfedin.

Frigya Vadisi, Kütahya, Afyon ve Eskişehir’in sınırları içinde, zengin tarihi mirasları ve etkileyici manzaralarıyla dikkat çeken, geniş bir alana yayılmış bir bölge. Bu vadi, antik çağlardan kalma önemli iki merkezi barındırıyor: Gordion ve Yazılıkaya. Gordion, Frig Krallığının başkenti olarak bilinirken, Yazılıkaya ise dini ritüellerin merkeziydi.

Her ikisi de, ziyaretçilere Friglerin zengin kültürünü ve inanç sistemini keşfetme imkanı sunuyor. Bu bölge, henüz geniş kitleler tarafından keşfedilmemiş olup, gizemini ve doğal güzelliklerini korumaya devam ediyor.

Frigya Vadisi, sadece tarihseverler için değil, aynı zamanda doğa ve macera tutkunları için de ideal bir keşif noktası. Gordion Antik Kenti ve Yazılıkaya Anıtı gibi tarihi mekanların yanı sıra, vadide yürüyüş yapmak, fotoğraf çekmek ve doğanın tadını çıkarmak için birçok fırsat bulunuyor.

Bu bölge, Friglerin ana tanrıçası Kybele’ye adanmış ritüellerle dolu gizemli bir geçmişe sahip. Frigya Vadisi, ziyaretçilere tarih öncesi dönemlerden kalma kültürel mirası, doğal güzellikleriyle birleştirerek benzersiz bir deneyim sunuyor.

Kral Midas Kimdir?

Kral Midas, tarihte ve mitolojide altın dokunuşu ve eşsiz hikayeleriyle ünlü bir figür. MÖ 738 ile MÖ 696 yılları arasında yaşamış ve Frigya’nın Gordion kentinde hüküm sürmüş.

Midas, Asurlular tarafından Muşkili Mita olarak tanınmış ve dokunduğu her şeyi altına çevirme yeteneğiyle bilinir. Ayrıca, eşek kulaklarıyla ilgili efsanelerle de tanınır.

Önceki kralın ölümünden sonra, Frig Vadisi’ne ilk girenin kral olacağı bir dönemde, Midas bu fırsatı yakalamış ve tahta geçmiştir. Kral Midas’ın hikayesi, zaman içinde birçok mitolojik öyküye ilham kaynağı olmuştur.

Midas Antik Kenti

Midas Antik Kenti, Frigya Vadisi’nin kalbinde, kayalık bir arazi üzerine kurulu, binlerce yıl öncesine dayanan zengin bir tarihe sahip. İlk yerleşimlerin MÖ 3000’li yıllarda başladığı bu antik kent, zaman içinde Roma ve Bizans dönemlerinde de önemli bir yerleşim yeri olmuş.

1800 yılında Albay William Martin Leake tarafından yeniden keşfedilen Midas, günümüzde Yazılıkaya Köyü’nün sakinleriyle iç içe, yaşayan bir tarih sunuyor. Bu kentin çevresi, diğer birçok tarihi yapıdan farklı olarak koruma altına alınmış, ziyaretçilere eşsiz bir geçmişin kapılarını aralıyor.

Yazılıkaya (Midas Anıtı)

Midas Antik Kenti’nin en çarpıcı yapısı olan Yazılıkaya, adını üzerindeki yazılardan alıyor. 17 metre yüksekliğe ve 16,50 metre genişliğe sahip bu anıt, Frig sanatının en önemli örneklerinden biri. Anıtın sol tarafında yer alan “MIDAI” harfleri, bu yapıyı Midas Anıtı olarak da tanımlıyor.

Ancak anıt üzerinde yazılanların tam olarak ne anlattığı, Frig yazısının günümüzde hala çözülememiş olması nedeniyle bilinmiyor. Bu eser, bir zamanlar Ana Tanrıça Kibele’ye adanmış bir açık hava tapınağı olarak kullanılmış.

Anıtın yanında yer alan ve Kapadokya’daki peribacalarını andıran Kırkgöz Kayalıkları ise, yontulabilen kayalardan oyularak oluşturulmuş odalar ve merdivenlerle zengin bir yaşam alanı sunuyor.

Midas Antik Kenti ve Yazılıkaya Anıtı, sadece tarihi yapısıyla değil, aynı zamanda üzerinde barındırdığı yazıtlarla da arkeolojinin çözmeye çalıştığı bir sır. Bu yazıtlar, Friglerin inançları, günlük yaşamları ve sosyal düzenleri hakkında ipuçları taşıyor olabilir.

Anıtın merkezinde yer alan ve Kybele’nin bir heykeli olduğu düşünülen boşluk, bu bölgenin dini ritüeller için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Midas Antik Kenti ve Yazılıkaya, Frigya Vadisi’nin tarihini ve kültürünü anlamak isteyen herkes için vazgeçilmez birer durak.

Bu eski kent, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve günümüze kadar pek çok sırrını koruyarak gelmiş. Ziyaretçiler, bu antik alanı keşfederken, binlerce yıl öncesine ait bir medeniyetin yaşam tarzını, inançlarını ve sanatını deneyimleme fırsatı buluyor.

Yolun devamında karşılaşılan Bitmeyen Anıt, başlanıp tamamlanamayan bir yapı olmasıyla dikkat çekiyor. Kentteki sarnıçlar ise, eski sakinlerin su ihtiyacını karşıladığı, günümüzde ise çöpler ve sineklerin biriktiği karanlık yapılardır.

Midas Antik Kenti nerede ve nasıl gidilir?

Midas Antik Kenti’ne ulaşım, Eskişehir’in Han ilçesine 80km mesafede bulunan Yazılıkaya köyünden sağlanıyor. Özel araçla ulaşım oldukça rahat olup, giriş ücretsizdir. Kenti keşfetmek için ayrılması gereken süre yaklaşık 1 saat.

Bu süre içinde, kentin agorasından nekropolüne, sarnıçlarından anıtlarına kadar birçok yapıyı görebilirsiniz. Güneşli havalarda suyunuzu yanınıza almayı ve güneşten korunacak bir şapka takmayı unutmayın.

Tepenin üst kısmına çıkmak için kısa bir süre ahşap merdivenlerden tırmanmanız gerekecek, fakat bu dışında ziyaretçiler için herhangi bir zorluk bulunmuyor. Midas Antik Kenti ve çevresi, tarih ve doğa severler için keşfedilmeyi bekleyen benzersiz bir destinasyon sunuyor.

Sonuç

Gordion Antik Kenti ve Yazılıkaya Anıtı’nın büyüleyici hikayeleri, Kral Midas’ın efsanevi yaşamı ve Midas Antik Kenti’nin zamansız güzelliği, geçmişin sırlarını günümüze taşıyor. Bu antik dünyanın derinliklerine yaptığınız keşif, tarihe olan bakış açınızı değiştirecek ve sizi binlerce yıl öncesinin hikayeleriyle baş başa bırakacak.