İstanbul'da biraz nefes almak, hem tarihe dokunmak hem de doğayla baş başa kalmak istiyorsanız, Beykoz Çubuklu sırtlarında yer alan Hıdiv Kasrı harika bir seçenek. Şehrin kalabalığından uzak ama bir o kadar da ulaşılabilir bir konumda bulunuyor.
Hıdiv Kasrı’nın Tarihçesi ve Hikâyesi
Kasır, 1907 yılında dönemin Mısır valisi yani o zamanki unvanıyla “hıdiv” olan Abbas Hilmi Paşa tarafından yaptırılmış. O dönemde Mısır, Osmanlı toprağı ama İngiliz etkisi oldukça baskın. Abbas Hilmi Paşa da Osmanlı’ya biraz daha yakın durmak istiyor ve bu yüzden uzun süre İstanbul’da kalıyor. Kalacağı yer de öyle sıradan bir konak değil; Boğaz’a hâkim bir tepeye görkemli bir köşk inşa ettiriyor.

Biraz kişisel bir not ekleyeyim; kasrın girişine doğru yürürken etrafınızı saran ağaçlar, kuş sesleri ve hafif Boğaz esintisi size gerçekten başka bir yerdeymişsiniz hissi veriyor. Sanki İstanbul değil de başka bir şehirde kısa bir kaçamak yapıyorsunuz gibi.
Hıdiv Kasrı’nın hikâyesi sadece mimariyle sınırlı değil tabii. 1930’lara kadar Abbas Hilmi Paşa’nın ailesi burada yaşamaya devam ediyor. Sonra kasır İstanbul Belediyesi’ne geçiyor ama uzun yıllar bakımsız kalıyor. 1980’lerde restore edilip bir dönem otel olarak kullanılıyor. Bugün ise Beltur işletmesinde bir sosyal tesis haline gelmiş durumda.
Yani sadece bir tarihi yapı değil, aynı zamanda yaşayan bir mekân. Kahvaltı yapabiliyorsunuz, düğünler düzenleniyor, yürüyüş yapabiliyorsunuz… Geçmişiyle bugünü bir araya getiren özel bir yer.
Hıdiv Kasrı’na Nasıl Gidilir?
İstanbul’un kalabalığından kaçmak isteyenler için Hıdiv Kasrı gerçekten nefes alınacak bir yer. Toplu taşıma kullanıyorsanız, Üsküdar’dan kalkan Beykoz dolmuşları veya İETT otobüsleriyle Çubuklu’ya kadar gelebilirsiniz. En yakın duraklardan biri “Çubuklu Korusu” ya da “Hıdiv Kasrı” olarak geçiyor. Duraktan indikten sonra hafif bir yokuş yürüyerek kasra ulaşıyorsunuz. Yürüyüş yaklaşık 10-15 dakika sürüyor ama etraf yeşillik, o yüzden keyifli.

Özel araçla gelenler içinse navigasyona “Hıdiv Kasrı” yazmanız yeterli. Google Maps sizi direkt giriş kapısına kadar götürüyor. Girişte bir otopark bulunuyor. Özellikle hafta sonları yoğunluk yaşandığı için sabah erken saatlerde gitmek avantaj sağlıyor.
Hıdiv Kasrı Giriş Ücreti ve Otopark Bilgileri (2025)
2025 yılı itibarıyla güncel giriş ve otopark fiyatları aşağıdaki gibi:
Hizmet Türü | Ücret (₺) | Açıklama |
---|---|---|
Giriş Ücreti | Ücretsiz | Kasra ve bahçeye giriş için ücret alınmıyor |
Otopark Ücreti | 140₺ | İSPARK işletiyor, saatlik değil sabit fiyat |
Tuvalet Kullanımı | 10₺ | İstanbulkart ile ödeme yapılabiliyor |
Not: Giriş ücretsiz ama otopark ücretli. Eğer aracınızı dışarıya park edip yürümek isterseniz, biraz daha yokuş çıkmanız gerekebilir.
Hıdiv Kasrı Ziyaret Saatleri
Hıdiv Kasrı haftanın her günü açık. Ziyaret saatleri sabah 10:00 ile akşam 22:00 arası. Bahçede yürüyüş yapmak ya da kafede oturmak için en uygun saatler genellikle sabah ve öğle öncesi. Özellikle hafta sonları oldukça kalabalık oluyor. Daha sakin bir deneyim yaşamak isterseniz hafta içi ya da sabah erken saatleri tercih etmeniz iyi olur.
Kendi deneyimimden söyleyeyim; sabah erken saatlerde gitmek hem daha ferah bir ortam sunuyor hem de Boğaz’ın sabah sisiyle birleşen manzara gerçekten etkileyici oluyor.
Hıdiv Kasrı’nın Mimarisi ve Dikkat Çeken Özellikleri
Hıdiv Kasrı’na ilk adım attığınızda hemen fark ediyorsunuz; burası klasik Osmanlı yapılarından farklı bir havaya sahip. Çünkü kasır, dönemin Avrupa etkisinde olan Art Nouveau mimari tarzında yapılmış. Bunu özellikle dış cephesindeki kıvrımlı hatlarda, zarif demir işçiliklerinde ve vitraylı pencerelerde görebiliyorsunuz.
Kasrın mimarı İtalyan Delfo Seminati. O yüzden hem Batı'nın zarafetini hem de İstanbul’un doğal dokusunu bir arada barındırıyor. Binanın genel planı oldukça simetrik ve ince düşünülmüş. Ortada büyükçe bir salon var ve diğer odalar bu salonun etrafına dairesel şekilde yerleştirilmiş. Bu da yapının içinde yürürken akıcı bir dolaşım sağlıyor.
İstanbul’da Art Nouveau mimarisi tarzını bu kadar iyi yansıtan yapı sayısı çok az. Özellikle tavan süslemeleri, duvarlardaki bitkisel desenler, kavisli pencere çerçeveleri ve mozaik detaylar oldukça etkileyici. Gözünüzü tavanlara çevirdiğinizde vitraylardan süzülen ışığın odaya nasıl renk kattığını izlemek başlı başına bir deneyim.
Ana giriş kapısının tam karşısında yer alan mermer çeşme, yapının kalbi gibi. Yukarı doğru yükselen tavan, bu çeşmenin hemen üzerinde yer alıyor ve yukarıdan gelen doğal ışıkla birleşince ortaya neredeyse sergi salonu gibi bir atmosfer çıkıyor.
Bu tarz, o dönem Avrupa’da özellikle Fransa ve İtalya’da yaygınken, İstanbul’da çok sık rastlanmıyor. O yüzden Hıdiv Kasrı hem mimari açıdan hem de tarihi anlamda oldukça özel.
İçeri adım attığınızda sizi yüksek tavanlı salonlar, ferah koridorlar ve zarif detaylarla süslenmiş odalar karşılıyor. Yerlerde mozaik taşlar, duvarlarda pastel renklerle boyanmış kabartmalar var. Birçok odada hala dönemine ait mobilyalar ve süslemeler korunuyor.
Kasrın en dikkat çekici bölümlerinden biri de Boğaz’a bakan kulesi. Bu kule zamanında İstanbul’un ilk buharlı asansörlerinden birine sahipmiş. Bugün işlevsel değil ama yapının dışından kuleye bakmak bile size İstanbul’un tarihine dair farklı bir bakış açısı sunuyor.
Vitraylı pencereler ise gün ışığını süzerek içeriye renkli bir atmosfer katıyor. Günün farklı saatlerinde bu camlardan gelen ışık, mekânın havasını değiştiriyor. Özellikle gün batımı saatlerinde içeride bulunmak ayrı bir keyif.
Hıdiv Kasrı’nda Yapılabilecekler ve Aktiviteler
Hıdiv Kasrı’nda Kahvaltı ve Yemek: Beltur Kafe & Restoran
Hıdiv Kasrı’nı özel yapan şeylerden biri de sadece tarihi ve mimarisi değil, aynı zamanda içinde yer alan sosyal alanlar. Eğer güzel bir kahvaltı yapmak ya da keyifli bir öğle yemeği yemek isterseniz, burada Beltur tarafından işletilen bir kafe ve restoran bulunuyor.
Bahçede Boğaz manzarasına karşı oturup çayınızı yudumlamak bile başlı başına bir deneyim. Özellikle pazar sabahları açık büfe kahvaltı oldukça ilgi görüyor. Ancak hafta sonları yoğunluk olabiliyor, bu yüzden erken gitmekte fayda var.
Kahvaltı dışında, gün içinde çorba, salata, et ve tavuk yemekleri, tatlılar ve sıcak-soğuk içecek çeşitleri sunuluyor. Beltur menü fiyatları ise İstanbul ortalamasına göre gayet makul. Menü çok lüks değil ama manzara o kadar güzel ki, sade bir tost bile ayrı lezzetli geliyor.
Hıdiv Kasrı’nda Yürüyüş Yolları
Kasrın sadece binası değil, çevresindeki koruluk ve yürüyüş yolları da oldukça dikkat çekici. Yemyeşil ağaçlar, kuş sesleri, ve şehirden uzakmışsınız gibi hissettiren bir sessizlik var. Uzun yürüyüşler için çok uygun. Özellikle sabah saatlerinde orman içinden yürümek çok keyifli oluyor.
Korunun içinde küçük bir yapay şelale de var. Bu şelale her zaman akmıyor ama denk gelirseniz hoş bir manzara sunuyor. Ayrıca çocuklarla gelen aileler için küçük dinlenme alanları, kamelyalar da bulunuyor. Ancak burada piknik yapmak, mangal yakmak ya da semaver kullanmak yasak. Sadece oturup dinlenmek serbest.

Benim tavsiyem: girişten içeri girdiğinizde sağa doğru uzanan yürüyüş yoluna girin. Bu yol sizi önce şelaleye, sonra kasrın arka tarafına kadar getiriyor. Dönüşte de ana yoldan tekrar kasra varıyorsunuz. Ortalama 1-1,5 saatlik bir doğa gezisi oluyor.
Hıdiv Kasrı’nda Düğün, Nişan ve Özel Etkinlikler
Hıdiv Kasrı aynı zamanda İstanbul’da düğün, nişan, şirket etkinlikleri gibi özel organizasyonlar için de oldukça popüler. Hem tarihi atmosferi hem de doğal güzellikleriyle çok fotojenik bir mekân. Özellikle yaz ve bahar aylarında açık havada yapılan düğünler için tercih ediliyor.
Kasrın iç salonları da organizasyonlara ev sahipliği yapabiliyor. İçerisi biraz daha küçük ama özel ve samimi bir ortam arayanlar için gayet uygun. Eğer siz de bir organizasyon düşünüyorsanız, Beltur ile iletişime geçip detaylı bilgi alabilirsiniz.
Hıdiv Kasrı Çevresi
Kasrın etrafı tam anlamıyla bir doğa cenneti. Özellikle sabah erken saatlerde gelenler, kuş sesleri eşliğinde yürüyüş yapabileceğiniz doğal patikaları hemen fark eder. Hıdiv Kasrı Korusu içinde belirli bir rota çizilmiş değil ama yürümek isteyenler için yumuşak zeminli, bol gölgeli yollar var.
Eğer düzenli olarak koşuyorsanız ya da hafif tempolu yürüyüş yapmayı seviyorsanız, 2-3 kilometrelik parkur alanı sizin için yeterli olacaktır. Yol boyunca birkaç dinlenme noktası ve oturabileceğiniz banklar da bulunuyor. Yanınızda su getirmenizi öneririm çünkü iç kısımda çeşme yok, sadece girişte var.
Ayrıca kasrın arka tarafındaki yükseklikten Boğaz manzarasını izleyebileceğiniz seyir noktaları bulunuyor. Fotoğraf çekmek isteyenler için harika kareler yakalanabilir. Özellikle gün batımına yakın saatlerde, ışığın tonları manzaraya ayrı bir büyü katıyor.
Son olarak küçük bir not: kasrın çevresinde kedi nüfusu oldukça yoğun. Eğer hayvanları seviyorsanız, burası tam size göre. Genelde insanlara alışkınlar ve yanınıza gelip oturabiliyorlar. Yanınızda bir kap su ya da küçük bir atıştırmalık götürürseniz onları da mutlu etmiş olursunuz.
Yorumlar (0)
Yorum yapmak için giriş yapın
Şikayet Et