Ankara Resim ve Heykel Müzesi
Osman Hamdi Bey‘in Silah Taciri‘ni, İbrahim Çallı‘nın eserlerini ve daha birçok ünlü ressamın tablosunu görebileceğiniz bir müze, Ankara’nın en görünür tepesinde hayat bulmuş.
Klasik Osmanlı yapılarında kullanılan bazı mimari öğelerle inşa edilen müze binası, kemer ve süslemelerle zenginleştirilmiş. Hemen yanındaki Etnografya Müzesi‘nin mimarı olan Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından inşa edilen bina tamamen simetrik bir düzene sahip. 1927 yılında Türklerin sosyal, ekonomik ve kültürel düzeylerini artırmayı hedefleyen bir dernek olan Türk Ocağı Genel Merkezi olarak inşa edilmiştir. Atatürk’ün isteği ile CHP’ye bağlanan Türk Ocakları, yerini halk evlerine bırakır. 1975 yılında Kültür Bakanlığı’na devredilen binanın müze haline getirilmesi çalışmalarına başlanır.


Müzeye giriş yaptığınızda karşınıza büyük bir hol çıkıyor. Yapının heybetini artırmak için parça parça değil de bir bütün olarak inşa edilen sütun ve merdivenler Namazgah Tepesi‘ne türlü zorluklarla çıkarılmış. Müzenin bulunduğu tepe Namazgah Tepesi olarak geçiyor. Holdeki merdivenler göz alıcı güzelliğe sahip 426 kişilik salon tiyatro ve aynı zamanda toplantı salonuna ulaşıyor. Bu salon Ankara’nın ilk Kültür ve Sanat Salonu, ancak müze ziyaretlerinde bu salona ziyaret kapalı ne yazık ki.


Yapının önemli bir odası da üst katta yer alan Türk salonu. Erken Cumhuriyet tarihindeki bezemelerle dolu son salonlarından biri. Atatürk, bu salonun yapımına karar verildiğinde, eski Ankara evlerinin hatırasını taşımasını istemiş ve odalar Ankara evleri incelenerek tasarlanmış.


Müzede daimi sergilerin teşhir edildiği 6 salon, dönemine göre değişen sergilerin sergilendiği 3 salon ve çeşitli atölyeler bulunuyor. Bina, Kültür Bakanlığı’na devredildiğinde içinde önemli eserler bulunuyordu. Bunların en ünlüleri, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu Osman Hamdi Bey‘in Silah Taciri, Rus ressam Vasili Vereşçagin‘in Timur’un Mezarı Başında, Osmanlı döneminde saray ressamı olarak çalışan İtalyan ressam Fausto Zonaro‘nun Genç Kız Portresi, Emel Korutürk‘ün Gazi’ye Şükran adlı tablolardır.

Sonraları devlet kurumlarından toplanan sanat eserleri ve yurtdışındaki müzelerden satın alınan tablolarla müzenin koleksiyonu daha da genişletilmiştir. Müzenin bahçesinde, müzede eserleri olan İbrahim Çallı‘nın elinde fırça ve renk paleti olan bir heykeli de bulunuyor.


Atatürk Bulvarı üzerindeyken tepenin üzerine inşa edilen müze görülebiliyor, ancak müzenin giriş kapısını görmek Talatpaşa Bulvarı üzerinden mümkün oluyor. Müzeye giriş ücretsiz. Ancak aynı zamanda heykel müzesi olmasına rağmen, daha çok resim müzesiymiş gibi düşünürseniz gönül rahatlığıyla gezebilirsiniz.