Termessos Antik Kenti: Güllük Dağı Termessos Milli Parkı
Türkiye’deki antik kentler arasında deniz seviyesinden en yüksekte olan kentlerden biri olan Termessos Antik Kenti, Büyük İskender’e bile geçit vermeyen şanlı geçmişiyle oldukça önemli, fakat henüz ilgilenilmemiş bir şehirdir.
Termessos adı, Anadolu’nun en eski dillerinden biri olan Luvi dilinde Terme kelimesi Dağ-Geçit anlamında Assa kelimesi ise Yüksek Hisar anlamına geliyor.
Bugünkü Burdur, Isparta, Afyon ve Konya’nın batısını içine alan Psidya bölgesinin Milyas adı verilen güneybatı bölümünde konumlanmış olan Termessos, Anadolu’nun en eski halklarından Luvi’lerin soyuna sahip Solym’ler tarafından kurulmuş.
MÖ. 333 yılında kenti kuşatmak isteyen Büyük İskender, Termessosluların yaptığı güçlü savunmayı aşamamıştır. İskender’in Asya seferinde Anadolu’da ele geçiremediği tek kent olan Termessos, Büyük İskender öldükten sonra, Bergama Krallığı’nın varisi olan Roma ile ilişkilerini iyi tutmuş, imzaladıkları bir antlaşma ile kent iyice gelişmeye başlamış.
MS 5. ve 9. yüzyıllarda meydana gelen depremlerde büyük hasar gören kent, tekrar onarılma imkânı bulamamış, şehirde yaşayan halk da diğer Pamfilya ve Likya kentlerine göç etmek durumunda kalmışlar.


Güllük Dağı’nın tepesinde konumlanan Termessos’u ziyaret edecekseniz, yanınızda mutlaka su bulundurmalısınız. Şehirde herhangi bir tesis yok, bu nedenle o sıcakta zor durumda kalabilirsiniz.
Aynı zamanda ayağınızda da iyi bir trekking ayakkabısı olması gerekiyor. Aksi takdirde taşlı yollardan çıkmakta zorlanabilir ya da ayakkabınızı/terliğinizi yırtabilirsiniz.
Yol üzerinde terkedilmiş ve yırtılmış bir sandalet görmedim değil. Ayrıca, olabildiğince kapalı giyinirseniz bu sizin lehinize olur, çünkü böceği, kenesi, yılanı çok olan bir yere gidiyorsunuz. Termessos Antik Kenti’nin haritasını merak ederseniz de buradan ulaşabilirsiniz.


Araba ile yukarı doğru çıkarken karşınıza şehir ile ilgili bazı kalıntılar çıkabilir. Şehrin kule ve duvar kalıntıları, şehrin giriş kapısı yol üzerinde göreceğiniz kalıntılardan.
Şehrin araba ile gidilen son noktası su deposu ve asker mezarı olarak kullanılıyor. Kentin çoğu depremlerden çok hasar görmüş, büyük bir kısmı yıkık durumda. Ancak yine aynı noktada ayakta kalmış bir Hadrian Kapısı‘na rastlayabilirsiniz.


Tabelanın yanından itibaren başlayan, yeşilliklerin içindeki kral yolundan 600 metre kadar yukarı çıkmanız gerek. Çıkarken göreceğiniz bir drenaj sistemi ile, yağan yoğun yağmur ve karların erimesinden oluşacak suyun şehre bulaşmadan atılması için tüneller inşa edilmiş.
Devam ettiğiniz takdirde göreceğiniz Termessos’un harika manzarasında birbirinden keyifli fotoğraflar çekebilirsiniz.



Manzaranın olduğu alan, şehrin sütunlu caddesi. Şehrin gezinti alanı olan sütunlu caddesinin yan taraflarında dükkanlar sıralanıyor, ancak günümüzde hepsi harap halde.
Sütunlu Cadde’yi ve Bergama Kralı II. Attalos zamanında yapılan Attalos Stoası‘nı geçerek devam ettiğinizde karşımıza hala ayakta olan antik tiyatro çıkıyor.
Helenistik dönemde inşa edilen 5 bin kişilik antik tiyatro, Termessos Antik Kenti’nin günümüze ulaşan en sağlam yapısı. Her Helenistik dönem tiyatrosu gibi dağın yamacına yaslanan antik tiyatro, depremlere karşı iyi mücadele vermiş.


Termessos Milli Parkı nerede ve nasıl gidilir?
Büyük İskender’e dur diyen Termessos Antik Kenti, faunasının çeşitliliği nedeniyle Termessos Milli Parkı ve Koruma Alanı olarak ilan edilmiş. Antalya’ya 37 km uzaklıkta olan Termessos Antik Kenti’ne ulaşmak için E87 üzerindeki Antalya – Denizli yolu üzerindeyken, ana yolda göreceğiniz Termessos tabelalarını takip edin.
Gişede ödemeyi yaptıktan sonra, 9 km daha engebeli ve virajlı yolları katetmeniz gerekli. Henüz hiç kazı yapılmamış olmasına karşın diğer antik kentlere göre gayet iyi durumda olan Termessos Antik Kenti’nde kazılara başlandığı takdirde çok iyi bir şehir çıkacak gibi görünüyor ortaya.