Kocaeli Bilim Merkezi aslında bir bilim müzesi. Müzede onlarca deney düzeneği bulunuyor. Her biri birbirinden farklı olan düzenekleri tek tek elden geçiriyoruz. Deneyleri denedikçe bilime dair yeni bir şey yakalıyorsunuz.
Bunun için müzeye girip birkaç saat harcadınız mı kendinizi bir nebze aydınlanmış hissedebilirsiniz. Optik illüzyonlardan, ses deneylerine, algısal deneylere kadar birçok farklı deneyin yapılmasına olanak tanıyan Kocaeli Bilim Merkezi genç yaşlı demeden herkesin ilgisini çekecek seviyede.
Kocaeli Bilim Merkezi hakkında bilgi
Tübitak ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ortak projesi. 1934 yılında temeli atılan Eski Seka Fabrikası, restorasyon sonrası Kocaeli Bilim Merkezi ve Seka Kağıt Müzesi‘ne dönüştürülmüş.
Türkiye’nin en büyük endüstriyel dönüşüm projesi olarak tanımlanan bu proje nelerin mümkün olabileceğini de gösteriyor.


Her şehirde olması gereken bilim müzeleri Türkiye’de çok az sayıda. Müzede o kadar çok deney düzeneği var ki, hepsini sayamayız elbette. Ama müzenin en çok hoşumuza giden kısımlarından da bahsetmeden geçmek istemiyoruz.
Dediğimiz gibi her deney ayrı bir deneyim. Hepsini denemek için de birkaç saatinizi müzeye ayırmanız gerekiyor. Öğrendiğiniz bilgiler ve deneyimler karşısında canınızın hiç sıkılmayacağını şimdiden söyleyelim.
Gölge Odası: Gölge odasında patlayan flaş, gölgeyi sabitleyerek zamanı durdurmaya yarıyor. Anlık hareketlerin yakalanabildiği gölge odası mutlaka denenmeli.


Tek Renkli Oda: Yanındaki tek renkli oda ise dünyadaki nesnelerin renklerini nasıl gördüğümüzü gözlemlememizi sağlıyor.
589 nanometre dalgaboyunda ışık yayan lambalar sayesinde renkleri tek renk olarak algılıyoruz. Odada kırmızı, mavi ya da yeşil ışık olmadığından yansıtma, verilen ışığa göre oluyor.
Renkli Gölge Deneyleri: Macenta, sarı, mavi ve siyah renklerinin nasıl oluştuğunu birebir gösteren renkli gölge deneyleri odasında renklerint emel mantığını kavramamıza yardımcı oluyor.


Çarpık Oda: Adelbert Ames adlı bir profesörün icadı olduğu için Ames Odası da denilen çarpık oda, her ne kadar çok yamuk olsa da, derinlik algımız odayı düzgün bir odaymış gibi yansıtıyor.
Sonuç olarak odanın bir köşesindeki kişi dev gibi, diğer köşedeki ise cüce gibi görünecektir. Bunda odanın zemininin ve özel bakış noktasının büyük önemi var.


İnsan kulağının duyabileceği frekansları, duyamadığımız seslerin oluşumunu ve geyik gibi hayvanların doğal ortamlarında duyabildikleri sesleri test edebileceğiniz düzenekler de mevcut.


Aynı yapı kompleksi içerisinde yer alan Seka Kağıt Müzesi ise henüz yapım aşamasında, yani ziyarete açık değil. Bu kısmı başka bir bahara ertelemek durumunda kalıyoruz.


Bilim Sultanları Sergisi
Bilim Sultanları Sergisi, dünya literatürüne geçmiş bilim adamlarının icat ve keşiflerini öğretmeyi amaçlamış.
İslam dünyasındaki bilimi deneyerek öğreten sergide; Uçuş Öncüleri, İslami Astronomi Dünyası, Matematik – Sanat ve Mimari, İleri Teknoloji ve Buluşlar, Tıbbi Buluşlar ve Keşifler, Bilgelik Evi, Optik Bilimlerin Temeli, Su Tulumbaları, En Büyük Kaşifler olmak üzere 9 bölüm yer alıyor. Modern dünyamızı şekillendiren bilim ve teknolojinin köklerinde kısa bir yolculuğa çıkıyoruz.


İlk Robotu Yapan El-Cezeri: Müslüman bilim adamı ve mühendis El Cezeri ilk robotu yapıp çalıştırmıştır. Leonardo da Vinci’nin mekanik yapılarına ilham kaynağı olan El Cezeri’nin icatlarını El Cezeri salonunda yakından incelemeniz mümkün.


Optiğin Babası İbn-i Heysem: Sergide, optik bilimin öncüsü İbn-i Heysem‘e ait bir bölüm de bulunuyor. Gözlüğü ilk defa bulan ve kullanan, karanlık odada ilk fotoğraf çekimin yapan, göz ve ışık ilişkisini aydınlığa kavuşturan İbn-i Heysem’in buluşları test edebileceğiniz mekanizmalar da yapılmış.


Tıp Biliminin Öncüleri: Tıp alanında öncü bilim adamlarından El Zehravi, hemofili hastalığını ayrıntılı olarak tanımlayan ilk hekimdir.
Ameliyatlarda damar dikimiyle damarları birbirine birleştirerek kanamayı önlemeyi ve böbrek taşını çıkarmanın yollarını bulan, akciğer iltihaplanmaları üzerinde çalışarak ilk kez ameliyatla göğsü yararak dağlama ile tedavi eden, ilk fıtık ameliyatı yapan, karaciğer hastalıklarını teşhis eden, ameliyat aletlerini ilk defa sterilize eden kişi olarak birçok öncülüğe olan El Zehravi’nin yanında hastalıkların sebebi üzerinde duran İbn Nefis, hastalıkların mikroplardan meydana geldiğini bulan mikrobun kaşifi Akşemseddin, dehasıyla öne çıkan İbn-i Sina gibi modern tıbba katkısı büyük olan alimleri tanıtmayı amaçlayan bir oda haline getirilmiştir.
Ortada, modern tıb ekipmanlarının eski ekipmanlardan çok da farklı olmadığını anlatan bir pano bulunur.


El Hamra’nın Altın Oranı: Çeşitli makineler ve kilit sistemlerinden sonra matematik ve geometri sergisi başlar. Her bölümü birbiri ile orantılı olan El Hamra Sarayı‘nın altın oranlarını anlatan küçük bir oyun ile karşılaşırsınız.
Diagonal olarak çizilen çizginin dikey pozisyonu, bir sonraki eklemenin uzunluğunu ifade edişi hayret verici.

Konu mimariden açılmışken; Selimiye Camii‘nin üstadı Mimar Sinan’ın, Müslüman mimarların icadı olan S biçiminde Kemer’in ve Romalıların icadı Yuvarlak Kemer’in de konusu geçtiği panolarda sayılar arasındaki mantığı açıklamalar için kullanılan cebirden de bahsedilmiştir.
MÖ 2000 yıllarında kullanılan babil rakamlarıyla, MÖ 300 yıllarında kullanılan Roma rakamlarını ve MS 700 yıllarında başlanan Arap rakamlarını karşılaştıran tablo ise aradaki zorluk farkını ortaya koyuyor.

Boğaziçi Semalarında Hezarfen Çelebi: Sergide sona doğru yaklaşırken başka bir salon da uçuşun öncülerinden bahsediyor. 9. yüzyılda yaşayan Abbas bin Firnas, yaptığı bir aletle uçuş rüyasını gerçekleştirmek isteyen ilk insan olmuştur.
15. yüzyılda Leonardo da Vinci her ne kadar uçuş mekaniği üzerine araştırmalar yapıp, planörleri ve helikopterleri kaleme alsa da, bunları inşa edememiştir. Hezarfen Ahmet Çelebi, Galata Kulesi’nden başlayarak Boğaziçi semalarında başarılı bir uçuş gerçekleştiren ilk kişi olarak bilinir.
Sonrasında ise motorlu uçakların yapımına başlanmıştır. Motorlu bir uçakla uluslararas ilk kontrollü uçuşu 1903 yılında Orville Wright gerçekleştirmiştir.
Evrenin Döngüleri: Gök cisimlerinin hareketlerini çizmek için kullanılan çemberli küreler, Antik Yunan ve Çinli astronomlar tarafından tasarlanmıştır.
Yüksekliği 9 metreyi bulan iç içe geçmiş halkalar, Dünya’nın ekseni ve Güneş’in etrafındaki dönüşüne göre ayarlanmıştır.
[postlink id=”1944″ title=”Gaziantep Bilim Müzesi”]
Usturlab adı verilen ve zamanın belirlenmesine, güneş, gezegen ve yıldızların hareketlerine yönelik çizelgeler oluşturulmasına imkan veren cihazlar ise ilk olarak antik Yunanlılar tarafından icat edilmiş.
Başlangıçta yalnızca tek bir meridyen enlemde kullanılan usturlab cihazı, El Zerkali sayesinde dünyanın her yerinde kullanılabilen evrensel bir usturlab icat etmiştir.
Gökyüzünün önemli başka bir icadı da yıldızların hareketlerini ve konumlarını belirlemede kullanılan gök küreleridir. Dünya’dan görebildiğimiz şekliyle kürenin dış yüzeyine işlenen gök küreleri ilk olarak Yunanlılar ve Romalılar tarafından icat edilmiş.


Gördüğünüz gibi birçok önemli bilgi ve deneyin tek bir müzede toplanması sizin de ilginizi çekecektir. En az 3 saatinizi buraya ayırarak planınızı yapmalısınız. Çocuklu aileler için şunu da belirtmeliyim ki çocuklarınızı bu müzeye mutlaka götürün.
Hatta çeşitli atölyelere de götürebilirsiniz çocuğunuzu. Çocukların yaş kategorilerine göre farklı etkinlikler bulabiliyorsunuz. Etkinliklere katılmak için 0262 325 7559 telefon numarasını kullanarak randevu almanız gerekiyor.
Kocaeli Bilim Müzesi giriş ücreti ve ziyaret saatleri
Kocaeli Bilim Merkezi’ne giriş ücreti yok, ücretsiz bir şekilde girebiliyorsunuz ki böyle bir müze için olağanüstü bir şey. Müzenin çalışma saatleri ise 09:00 – 18:00 saatleri arasında. Pazartesi hariç haftanın her günü ziyaret edilebiliyor.
Kocaeli Bilim Müzesi nerede ve nasıl gidilir?
Sekapark’ta, denize çok yakın olan bilim merkezine, tren yolunun üzerindeki demir köprüyü geçerek ulaşabilirsiniz.