19. yüzyıl geleneksel Antalya evinde standart bir yaşam hakkında ziyaretçileri aydınlatan Suna – İnan Kıraç Müzesi; Anadolu seramik sanatından örnekler sergilemesinin yanı sıra ilginç bir hikayesi olan Aya Yorgi Kilisesi’nin de kapılarını açmış.
Suna ve İnan Kıraç ailesi, Kaleiçi’nde harap halde ve yıkılmak üzereyken aldıkları bir evi, 1993 – 1995 yılları arasında restore ettirerek, Antalya’nın geç dönemine ait geleneksel bir Türk evini ortaya çıkarmıştır.
Antalya evlerinde üretimin gerçekleştiği 1. kat evlerin ana katıdır. Sofa ya da hayat denilen açık mekanların da bulunduğu ana katlar, ev bireylerinin toplandığı ve ortak olarak kullanılan bir yerdir.
Üst katta ise birkaç oda bulunur. Bunlardan en büyüğü evin beyine ait olsa da, odalar her birey için yeterli düzeydedir. Odaların kenarlarında, geceleri yere serilen yastık, yorgan ve yatakların konduğu yüklükler vardır. Ev sahibinin ekonomik gelirine göre süslemeler yaptığı tipik Anadolu evlerine benzerdir Antalya evleri.
Vehbi Koç Vakfı’na bağlı Suna – İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü (AKMED) bünyesindeki müzenin bazı odaları Kaleiçi yaşamından kesitler sunan bir etnografya müzesi olarak düzenlenmiştir.
Yüzü al duvakla örtülü gelini aralarına alarak etrafında oynayan bol işlemeli kıyafetler giymiş diğer gelin adaylarının canlandırması da yapılmış.


Müzede, kahve ikram sahnesi de görülebiliyor. 15. yüzyılda yiyecek olarak bilinen kahvenin içecek olarak yaygınlaşmasından sonra 16. yüzyılın ortalarına doğru İstanbul’a ulaştığı düşünülür. Resmi toplantılarda başlıca ikram olarak kullanılan kahve, adeta bir tören düzeninde misafirlere sunulurmuş.


Aya Yorgi Kilisesi
Müze bahçesindeki diğer yapı ise Aya Yorgi (Agios Georgios) adına inşa edilen bir yapıdır. Kaleiçi’nin anıtsal yapıları arasında olan bu yapı Ortodoks Kilisesi olarak kullanılmış uzun bir süre. Kilise, Dr. M. Sinan Genim tarafından onarıldıktan sonra Suna – İnan Kıraç koleksiyonuna ait kültür ve sanat eserlerinin sergilendiği bir sergi salonuna dönüşmüştür.


Kilisenin girişinde güzel bir de mektup bulunuyor. İnan Kıraç’ın 1991 yılında yazdığı bu mektuba göre 24 senesini birlikte geçirdiği eşine bir sürpriz yapmak istemiş ve tarihi ortodoks kilisesini satın alarak eşi Suna Kıraç’a armağan etmiştir.