İstanbul’un kalabalığından biraz uzaklaşmak isteyenler için fazla uzağa gitmeye gerek yok. Şehir merkezinden arabayla yaklaşık bir saatlik mesafede, Çatalca’ya bağlı İnceğiz Köyü’nün hemen kıyısında çok ilginç bir yer var: İnceğiz Mağaraları. Burası hem doğayla iç içe hem de tarih kokan bir alan. Doğal bir mağara oluşumu gibi görünse de aslında binlerce yıl boyunca insanlar tarafından şekillendirilmiş bir yaşam alanı.
İnceğiz Mağaraları, sadece bir kaya parçası değil. İçinde dolaştığınızda, insanların burada nasıl yaşadığını, nasıl bir düzene sahip olduklarını görebiliyorsunuz. Sanki taşların içinden küçük bir kasaba çıkarılmış gibi. Ve bu kadar etkileyici bir yeri İstanbul’a bu kadar yakın bir konumda bulmak, birçok kişi için hâlâ bir sürpriz.
İnceğiz Mağaraları’nın Tarihi
İnceğiz Mağaraları’nın tarihi çok eskiye uzanıyor. Yapılan araştırmalara göre bu bölgede ilk yerleşim Milattan Önce 5500’lü yıllara kadar gidiyor. O dönemde burası doğal kayalıklarla çevrili, korunaklı bir bölge olduğu için insanlar için güvenli bir barınak olmuş. Önce doğanın oluşturduğu boşluklar kullanılmış, zamanla bu boşluklar insanlar tarafından genişletilmiş, şekillendirilmiş.
Bu mağaraların ilk kullanıcıları kimdi, tam olarak ne amaçla kullandılar, bunu net olarak bilmek zor. Ama elimizdeki izler, buranın sadece bir barınak değil, aynı zamanda sosyal bir yaşam alanı olduğunu gösteriyor. Mağara duvarlarında o dönemden kalma yaşam izleri çok belirgin olmasa da, yapının genel hali, o zamanki insanlar için ne kadar önemli bir merkez olduğunu anlatıyor.

İnceğiz Mağaraları’nın Mimarisi
İnceğiz Mağaraları’nı ilk gördüğünüzde insanın aklına şu geliyor: Bu bir mağara değil, resmen taştan bir apartman. Dışarıdan bakıldığında pencereleri olan eski bir bina gibi duruyor. Aslında bu görüntü tesadüf değil. Çünkü mağaralar zamanla katlara ayrılmış, odalara bölünmüş, hatta aralarına merdivenler oyulmuş.
Toplamda 3-4 kata kadar çıkan bu yapıda, her katta birden fazla oda var. Bazı odalar yaşam alanı olarak kullanılmış, bazıları depo gibi düşünülmüş. Hatta içeride küçük bir kilise kalıntısı ve mezar alanı bile bulunuyor. Katlar arasındaki geçiş, zamanla çökmüş olsa da hâlâ dış patikalarla üst kısımlara ulaşmak mümkün. Yağmurlu günlerde bu yollar biraz kaygan olabilir, o yüzden dikkatli olmak gerekiyor.
Hristiyanlık Döneminde İnceğiz Mağaraları’nın Kullanımı
İnceğiz Mağaraları, sadece tarih öncesi dönemlerde değil, Hristiyanlık döneminde de aktif olarak kullanılmış. Özellikle erken dönem Hristiyanların Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde mağaralarda yaşadığını ve bu alanları ibadet için kullandığını biliyoruz. İnceğiz Mağaraları da bunlardan biri.
Mağaraların bir odasında duvara oyulmuş büyük bir haç kabartması bulunuyor. Bu, buranın bir dönem Hristiyanlar için ibadet yeri olarak kullanıldığını gösteriyor. Özellikle baskı dönemlerinde, yer altı ve mağara yerleşimleri onlar için güvenli bölgelerdi. İnceğiz Mağaraları’nın katlı yapısı, gizlenmeye ve korunmaya oldukça uygun bir ortam sunduğu için bu topluluklar tarafından tercih edilmiş olabilir.
Ayrıca küçük bir kilise yapısı olduğu düşünülen bir alan da var içeride. Bu bölümde nişler, oturulacak alanlar ve haç şekilleri göze çarpıyor. Yani burası sadece yaşanılan bir yer değil, aynı zamanda bir inanç merkezi gibi de kullanılmış. Belki vaftizler, gizli toplantılar ya da ibadetler burada yapıldı. Elbette kesin bilgileri söylemek zor ama mimari izler, bu ihtimali oldukça güçlendiriyor.

İnceğiz Mağaraları’nda Çekilen Yeşilçam Filmleri
İnceğiz Mağaraları sadece tarihiyle değil, sinema geçmişiyle de dikkat çekiyor. 70’li ve 80’li yıllarda Yeşilçam’ın en sevilen tarihi macera filmlerinin birçoğu burada çekilmiş. Burası adeta o dönem Türk sinemasının açık hava platosu olmuş diyebiliriz.
Özellikle Cüneyt Arkın’ın oynadığı birçok filmde bu mağaralar karşımıza çıkıyor. Tarkan, Kara Murat, Malkoçoğlu, Battal Gazi gibi karakterlerin at koşturduğu, düşmanlarla savaştığı, saklandığı sahnelerin bir kısmı bu kayaların arasında çekilmiş. Hatta Kemal Sunal’ın Davaro ve Salako filmlerinde de İnceğiz Mağaraları kullanılmış.
İnceğiz Mağaraları Ziyaret Öncesi Bilinmesi Gerekenler
İnceğiz Mağaraları’na gitmeyi düşünüyorsanız bilmeniz gereken birkaç önemli detay var. Öncelikle mağaraların önünde Karasu Deresi akıyor ve çevresi geniş bir piknik alanı olarak kullanılıyor. Doğa olarak oldukça güzel bir yer. Ağaçların gölgesinde masa kurmak, derenin kenarında oturmak gerçekten keyifli. Ama burası aynı zamanda oldukça bakımsız. Masa sayısı az, tuvaletler var ama pek kullanılabilir durumda değil. Yine de kendi hazırlığınızı yaparsanız güzel bir gün geçirilebilir.
Girişler ücretsiz. Mağaralara yürüyerek ulaşabiliyorsunuz. Hemen ön tarafında bir otopark var, orası ücretli. Ama yola park ederseniz bir ücret ödemenize gerek kalmıyor. Yalnızca mağaraları gezmek istiyorsanız aracınızı kenara bırakıp kısa bir yürüyüşle ulaşmak mümkün.
Piknik yapmak istiyorsanız yanınıza masa örtüsü, kendi sandalye veya matınızı almanız iyi olur. Ayrıca çöplerinizi toplayabileceğiniz bir poşet getirin çünkü çöp kutusu neredeyse hiç yok. Zaten en büyük sorunlardan biri de bu. Mağaraların ve çevresinin bakımsızlığı biraz can sıkıyor. Her yerde pet şişeler, karpuz kabukları, çekirdek kabukları görmek mümkün. Ne yazık ki bazı insanlar buraya gelip oturup saatler geçiriyor ama arkasında büyük bir kirlilik bırakıp gidiyor.
Mağaraların içi de aynı durumda. Sprey boyalarla her yere yazılar yazılmış, taş yüzeyler boyanmış. Birkaç duvarda isimler, tarih atılmış yazılar görmek çok kolay. Merdivenlerin bir kısmı çökmüş, bazı geçişler tehlikeli olabilir. Özellikle yağmurdan sonra mağara içi ve patikalar kaygan oluyor. Bu yüzden sağlam bir ayakkabı giymenizi, yanınıza mutlaka su almanızı öneririm.
Eğer hafta sonu giderseniz kalabalık olabilir. Hafta içi daha sakin ve keyifli bir ortam bulmanız mümkün. Fotoğraf çekmeyi sevenler için hâlâ çok güzel kareler yakalanabilir. Özellikle mağaranın yukarısından köy manzarası hoş görünüyor.
İnceğiz Mağaraları Nerede ve Nasıl Gidilir?
İnceğiz Mağaraları, İstanbul’un Avrupa Yakası’nda, Çatalca ilçesine bağlı İnceğiz Köyü sınırlarında yer alıyor. Şehir merkezinden yola çıktığınızda, trafik durumuna bağlı olarak yaklaşık 1 - 1.5 saatte ulaşmak mümkün. Ulaşım için iki ana güzergâh var: E5 ve TEM.
- Eğer E5 üzerinden giderseniz, Büyükçekmece’yi geçtikten sonra Çatalca tabelasını takip etmeniz yeterli.
- TEM’i tercih ederseniz, Çatalca çıkışından çıktıktan sonra Ahmediye Köyü tarafına yöneliyorsunuz, oradan Çatalca merkezine biraz daha dolaylı ulaşılıyor.
Çatalca’ya vardığınızda ise Saray yönüne doğru devam ettiğinizde İnceğiz tabelası karşınıza çıkacak. Yol boyunca yönlendirme tabelaları çok az olduğu için harita uygulamasından destek almanız faydalı olur.
İnceğiz Köyü’ne ulaştıktan sonra mağaralara giden yol oldukça kısa. Köy merkezinden birkaç dakikalık bir sürüşle mağaraların önüne varıyorsunuz. Aracınızı bırakmak için iki seçeneğiniz var: Mağara girişine yakın bir yerde bir otopark alanı mevcut ve genellikle burada ücret alınıyor. Ancak otoparka girmeden, yol kenarına park ederseniz herhangi bir ücret ödemiyorsunuz.
Mağaralara giriş için bilet ya da herhangi bir ücret alınmıyor. Tamamen ücretsiz şekilde gezilebiliyor. Ancak alanda herhangi bir güvenlik, gişe ya da rehber hizmeti yok. Her şey kendi haline bırakılmış durumda.
Yorumlar (0)
Yorum yapmak için giriş yapın
Şikayet Et