İznik gezilecek yerler arasında yer alması gereken İznik Ayasofya Kilisesi, diğer adıyla Orhan Camii, İznik’in en popüler yeri. Hem Hristiyanlık, hem de İslamiyet izlerini taşıyan bu değerli eser, görülmesi gereken bir kültür mirası.
İznik Ayasofya tarihi
Konsil, Hristiyanlık dininde tartışılan konuları netleştirmek için toplanan karar gruplarıydı. Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlığı kabul ettiği dönemlerde 4. yüzyılda Birinci İznik Konsili İznik’te toplanmış.
Bu toplantı göl kenarındaki Senato Sarayı’nda gerçekleşmiş. Bugün bu sarayın çok küçük birkaç kalıntısını görebiliyoruz. Göl kenarında yürüyüş yaparsanız plajın hemen yanında bu kalıntıları görebilirsiniz.
Ancak 8. yüzyılda İkinci İznik Konsili‘nin (7. Konsil) toplanması İznik’teki bu Ayasofya’da gerçekleşmiş. Halkın dinini daha iyi anlaması için ikonaların serbestlik kazanması ve süslü resimlerle kilise duvarlarına hikayelerin resmedilmesi en önemli kararlardan biri.

Ayasofya Kilisesi, Hristiyanlık inancındaki bazı kararların alındığı yerlerden biri olması vesilesiyle Hristiyan aleminde de önemli bir yere sahip.
İznik’in fethinden sonra Ayasofya Camii
Kaç yılında inşa edildiği net olarak belli olmayan Ayasofya Kilisesi, Osmanlı’nın fetihlerden sonra kiliseleri camiye çevirme geleneği nedeniyle, İznik fethedilince Orhan Gazi tarafından camiye çevrilmiş ve Orhan Camii adını almış.
İlerleyen dönemlerde, dini açıdan çeşitli eklemeler yapılarak İzniklilerin ibadetlerini yaptığı bir yer olarak kullanılmuş uzun süre. Ayasofya’nın bu hale gelmesinde, Kanuni Sultan Süleyman döneminde birçok esere imzasını atan Mimar Sinan’ın da etkisi var.
Mesela yapı dışında bulunan minarenin alt tarafı Mimar Sinan döneminde yapılmış. Minarenin kendisi günümüze kadar ulaşamamış, bugün gördüğünüz hali 2007 yılındaki restorasyondan sonra yapılmış. Hatta yapının çatısı da yokmuş, çatı da aynı yıldaki restorasyonla inşa edilmiş.


Tarih boyunca deprem gibi doğal afetlerden zarar gören Ayasofya, son darbesini 1922 yılında Yunan işgali sırasında görmüş. Ayasofya ateşe verilmiş ve izleri hala Ayasofya’nın içinde görülebiliyor.
Uzun yıllar ibadete kapatılan ve dünya mirası olarak müze olarak kullanılan Ayasofya, 2011 yılındaki bir restorasyondan sonra cam kapılı bir cami olarak kullanılmaya başlanmış ve bugün hala içerisinde ibadet ediliyor.


İçeri girdiğinizde, yapının ortasındaki kırmızı halının bulunduğu yer namaz kılınan yer. Etrafından dolaşarak arka tarafına geçtiğinizde konsilin toplanma yeri olan, basamaklı ve arkası üç pencereli bir alan görürsünüz.
Kararlar burada tartışılmış ve sonuca bağlanmış. Toplantı basamakların önündeki dikdörtgen alan ise eskiden vaftiz sunağının veya kutsal emanetlerin bulunduğu yer.
Yanındaki odada ise kapağı yarı açılmış bir lahit bulunuyor. Korkulacak bir şey değil, çünkü içi boş. Hemen girişteki yer mozaiklerinin bulunduğu ve taç giyme törenlerinin yapıldığı alanı da atlamayalım.



İznik Ayasofya giriş ücreti ve ziyaret saatleri
iznik Ayasofya Müzesi, Ayasofya Kilisesi ya da Orhan Camii, artık ne derseniz… Buraya giriş ücretsiz. Aktif olarak ibadet yeri olarak kullanıldığından günün her saati giriş yapılabiliyor.
İznik Ayasofya nerede ve nasıl gidilir?
İznik Ayasofya, İznik’i çevreleyen surların ve eski İznik şehrine girişin sağlandığı kapıların merkezinde yer alan tarihi bir yapı. İznik’te Atatürk Caddesi üzerinde, caddenin Göl Sokağı ile kesiştiği kavşağın köşesinde yer alıyor.
İznik Dikilitaş
İznik’te yer alan Dikilitaş bir Roma dönemi eseri. MS 1. yüzyılda, İznik kapılarını yaptıran Cassius Philiscus anısına, yeğeni veya kardeşi tarafından yaptırılmış. Anıt bir kaidenin üzerine yer alıyor ve birbirinin üzerine yerleştirilen toplam 5 farklı parçadan oluşuyor. Bu nedenle de anıta Beştaş Anıtı ismi de veriliyor. Nişantaşı ismi ile de karşımıza çıkıyor bu yapı.
Dikilitaş’a giderseniz, zemin seviyesine birkaç basamakla indiğinizi görürsünüz. Bundan birkaç yıl önce obelisk denilen bu dikilitaş, bağ bahçelerin olduğu seviyeye kadar toprakla dolmuş. Yapılan kazı ve düzenlemelerle, dikilitaşın oturduğu kaide ortaya çıkarılmış. İznik‘i de gezerseniz, eskiden birçok yapının günümüzden birkaç metre aşağıda temellendiğini fark edebilirsiniz rahatlıkla. İznik Dikilitaş‘ın üzerinde yazıta göre toplam 6 parçası bulunuyormuş. Hatta 6. parçanın üzerinde zafer tanrıçası Nike’nin ya da bir kartal heykelinin bulunduğu, ama sonradan kaybolduğu düşünülüyor. 6 parçalı hali toplamda 15 metre oluyormuş, ama günümüzdeki 5 parça ile 12 metre yüksekliğinde.
C. Cassius Philiscus, C. Cassius Asklepiodotus’un oğlu 83 yıl yaşadı – Dikilitaş üzerindeki kitabe
Anıt olduğu gibi bağ ve bahçelerin arasında dikilmemiş elbette. Roma döneminde İznik’in antik adı olan Nikaia’dan Nikomedia denilen İzmit’e giden antik Roma yolu üzerinde yer aldığı söylenir. Bu Roma yolu günümüze kadar ulaşamamış ve yolun tamamı günümüzde gördüğünüz ağaçlarla kaplanmış.

Anıt, zeytin ağaçlarının arasında, kendine ayrılmış küçük bir alanda yer alıyor. Ama bu dikilitaşa giderken geçtiğiniz yolların ayrı bir keyif kattığını söyleyebilirim. Sebebi ise yakınlarda yakınlarda başka hiçbir yapının olmaması ve tamamen doğanın içinde olmanız. Bu kadar uzakta olmasına rağmen orada bulunduğum yarım saatte bile birkaç kişinin dikilitaşı görmeye gelmesi beni çok memnun etti. İznik yolcuları, hazır bu bölgeye gelmişken Roma anıtı olan Dikilitaş’ı görmeden bölgeden ayrılmıyorlar.


İznik Dikilitaş nerede ve nasıl gidilir?
İznik Dikilitaş için herhangi bir ücret ödenmiyor. İznik İzmit yolu üzerinde İznik’in 7 km kuzeyinde yer alıyor. Elbeyli Köyü’nün batısında kalıyor Dikilitaş. Yol üzerindeki tabelalara dikkat ederseniz yönlendirmeleri görebilirsiniz.
Dikilitaş Elbeyli Köyü sınırlarında yer alıyor ve bu bölgedeki tek tarihi yapı bu değil. Yaklaşık 2km uzaklıkta, antik dönemde cenaze törenlerinin yapıldığı Merdivenli Kaya ve 700 metre daha ilerisinde, Türkiye’deki en iyi fresklere sahip tarihi yapılar arasında olan İznik Yeraltı Mezarı‘nı da ziyaret edin mutlaka.

