Kuşadası’na geldiğinizde kalabalıklardan biraz uzaklaşıp, doğayla baş başa kalmak isterseniz Yılancı Burnu harika bir seçenek. Hem deniz kenarında, hem sessiz sakin, hem de yürüyerek bile ulaşılabilecek kadar yakın.
Yılancı Burnu, Kuşadası merkezine yaklaşık 2-3 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Güvercinada’nın hemen güney tarafında, Kadınlar Denizi ile merkez arasında kalıyor diyebiliriz. Haritada bakınca küçük bir yarımada gibi görünüyor ama oraya gittiğinizde sanki bambaşka bir dünyaya geçmiş gibi hissediyorsunuz.
Yılancı Burnu’nda Neler Yapılır?
Yılancı Burnu’na "gidelim de biraz kafa dinleyelim" diyerek gittiğinizde, farkında olmadan saatler geçiriyorsunuz. Çünkü burada yapılacak çok şey var. Hem sakin vakit geçirmek isteyenlere, hem de keşfetmeyi sevenlere göre bir şeyler bulunuyor.
Doğa Yürüyüşü: En çok tavsiye edilen şeyle başlayalım. Burası doğa yürüyüşü için çok uygun. Patikalar taşlı ama kolay, deniz manzarası neredeyse hiç kesilmiyor. Hafif bir yokuş yukarı çıkıyorsunuz ama manzara uğruna buna değiyor. Özellikle sabah erken ya da akşamüstü serinliğinde yürüyüş yapmak, hem bedene iyi geliyor hem de kafayı boşaltıyor. Yürüyüş sırasında kuş sesleri size eşlik ediyor. Yol boyunca zeytin ağaçları, çeşitli çalılar ve zaman zaman açan yabani çiçekler görülüyor. Burası gerçekten sessiz bir Ege molası gibi.

Manzara Noktaları ve Fotoğraf Çekimi: Bir noktada durup, sadece Ege Denizi’ne bakmak bile yeterli aslında. Ama fotoğraf meraklısıysanız, yanınıza mutlaka kamera alın. Özellikle güneşin batışı saatlerinde denizle gökyüzü birleşiyor. Işık çok yumuşak, kadrajlar doğal. İster telefonla ister profesyonel makineyle, her kare güzel çıkıyor.
Dalış ya da Şnorkelle Yüzme: Yılancı Burnu kıyılarında deniz genellikle sakin ve berrak. Çok derin değil, ama dibi net görünüyor. Kendi ekipmanınızı getirdiyseniz kıyıdan dalış yapmak mümkün. Özellikle su altı meraklıları için küçük kayalıkların çevresinde ilginç görüntüler yakalanabiliyor. Su altında tarihi kalıntılar olduğu da söyleniyor. Profesyonel dalış yapmasanız bile, şnorkelle yüzme ile farklı bir deneyim yaşanabilir. Dalgıç değilseniz bile, denize girmek yeterli çünkü su hem temiz hem serinletici.

Piknik ve Dinlenme: Yılancı Burnu’nda yapılabilecek en keyifli şeylerden biri de gölgede bir battaniye serip, atıştırmalıklarla vakit geçirmek. Çevrede kafe ya da büfe pek yok, o yüzden hazırlıklı gitmekte fayda var. Termosa çay, biraz sandviç ya da meyve alırsanız, doğayla iç içe saatlerce oturabilirsiniz.
Yılancı Burnu Nerede ve Nasıl Gidilir?
Peki, Yılancı Burnu’na nasıl gidilir? Ulaşım açısından gayet kolay bir yer. Kuşadası'ndaysanız birkaç saatinizi buraya ayırmadan dönmeyin derim. Burası, kalabalığın dışında ama çok da uzakta olmayan o nadir yerlerden biri.
- Araba ile Ulaşım: Kuşadası merkezden Atatürk Bulvarı üzerinden Kadınlar Denizi yönüne ilerleyin. Yaklaşık 5 dakikalık bir sürüşten sonra yolun sonuna doğru bir tabela göreceksiniz: Yılancı Burnu Sahil Parkı. Aracınızı park etmek için küçük bir otopark alanı var. Sezon dışı geldiyseniz yer bulmanız kolay ama yazın biraz erken gitmekte fayda var. Otopark ücretsiz otopark hizmeti veriyor ya da sembolik bir ücret alınıyor.
- Toplu Taşıma ile Ulaşım: Merkezden Kadınlar Denizi dolmuşlarına binin. Dolmuş sizi plajın yakınına kadar götürüyor. Oradan Yılancı Burnu’na yürüyerek ulaşmanız mümkün. Sahil boyunca yürümek çok keyifli, zaten manzaraya dalınca mesafeyi anlamıyorsunuz bile. Ortalama 10-15 dakikalık bir yürüyüş yeterli oluyor.
- Yürüyerek Ulaşım: Ben genelde yürüyerek gidiyorum. Kuşadası merkezden sahil boyunca yürüyerek gitmek hem dinlendirici hem de fotoğraflık bir rota sunuyor. Güneş batarken giderseniz manzaraya doyamazsınız. Hava çok sıcaksa sabah erken saatleri tercih etmek iyi olur.
Yılancı Burnu’nun Adı Nereden Geliyor?
İlk duyduğunuzda “Yılancı Burnu” biraz ilginç geliyor. Sanki orada bir yılan pazarı kuruluyormuş gibi. Ama işin aslı öyle değil. Bu ismin arkasında hem eski zamanlardan kalan bir efsane, hem de doğayla ilgili bir gözlem yatıyor.
Yılancı Burnu’nun adı, geçmişte burada çok fazla yılan görülmesinden geliyor. Eski zamanlarda bu bölge neredeyse tamamen doğayla kaplıymış ve özellikle yaz aylarında kayalıkların arasından çıkan yılanlar, halk arasında buraya bu ismin verilmesine sebep olmuş. Yani "Yılancı" kelimesi buradaki yılan varlığından türemiş. Şu anda orada öyle tehlikeli ya da ürkütücü bir şey yok, içiniz rahat olsun. Bölge gayet güvenli ve ziyaretçilere açık. Ama bu isim zamanla yerleşmiş, halk arasında kullanıla kullanıla resmi isme dönüşmüş.
Tarihi açıdan da buranın bir önemi var. Antik dönemlerde buraya yakın yerleşim alanı olan Neopolis bulunuyormuş. Kuşadası’nın ilk kurulduğu yerlerden biri. Ayrıca Efes Antik Kenti gibi büyük bir antik şehre de oldukça yakın. Bu da gösteriyor ki Yılancı Burnu sadece bir manzara noktası değil, aynı zamanda eski medeniyetlerin izlerini taşıyan bir alan.
Kimi kaynaklar burada su altı kalıntıları olduğundan da bahsediyor. Dalış yapan bazı kişiler, deniz altında antik kalıntılar gördüğünü anlatıyor. Eğer bu tür keşiflere meraklıysanız, bu bilgi aklınızda bulunsun. Kısacası, Yılancı Burnu hem isminde hem geçmişinde biraz gizem, biraz da tarih taşıyor. Bu yönüyle sadece doğal güzelliğiyle değil, hikâyesiyle de dikkat çekiyor.
Yorumlar (0)
Yorum yapmak için giriş yapın
Şikayet Et